Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Evet ‘’Emek mücadelesi adı altında’’!

ArtıTV ile Disk Basın-İş arasındaki anlaşmazlığı değerlendirmek için bir dizi bilgiye sahip olmadan yapılan değerlendirmeler yanlış ve temelsiz.   Ragıp Duran   İstifa mektubumda geçen başlıktaki bu ibare, eleştiri ve saldırıya konu oldu. Artı TV’de ne olup bittiğini bilmeden, somut olaylar ve sendika ile ilişkiler hakkında hiçbir bilgi sahibi olmayan bazı kişiler sosyal medyada haksız, yanlış, temelsiz suçlamalarda bulundu. Liberal oldum, Galatasaraylılık yüzünden böyle yazmışım, patron gibi konuşuyormuşum, işin içine rahmetli babamı karıştıran bile oldu. Çok ayıp. Artık bir Artı TV mensubu olmadığım için rahatça yazabilirim. Kurum, gerginlikleri sürdürmemek adına kendisine ve yönetime yönelik saldırıları çoğu zaman suskunlukla karşıladı. Ne var ki eleştiri yapanların, görüş belirtenlerin şu hususları bilmesi şart: ·       -  Artı TV/Artı Gerçek merkezi Amsterdam’da bulunan ve Hollanda yasaları uyarınca kamu yararına çalışan ARTI Medya vakfına bağlı. Vakıf, TV ve İnternet

40 YILDA GAZETECİLİK

Besleme Basından Lağım Medyasına  * 12 Eylül 1980'den bu yana bütün Türkiye toplumu çok olumsuz bir dönüşüm sürecine girdi . Sağcılık, dincilik, milliyetçilik,  yozlaşma egemen hale geldi.  Medya da bu dalgadan nasibini aldı. (Tükenmez Dergisi, Sonbahar 2020, sayı 37, sayfa 10-11) Ragıp Duran  Meşum 12 Eylül darbesinden bu yana 40 yıl geçmiş. Bugün 50 yaşını aşmış insanlar için aslında dün kadar yakın bir tarih Evren Paşa'nın devlet yönetimine  tankları ve toplarıyla el koyması. Sonra da işkenceleri ve cezaevleriyle bütün ülkeyi karanlığa sokması. 40 yıl, bir çoğumuza bir başka nedenle çok yakın bir geçmiş gibi görünüyor. Yani 12 Eylül 1980'den bu güne geçen süre kısaymış gibi geliyor. Çünkü 40 yıl önceki baskılar ve iktidar söylemi bugün hala revaçta, yani moda, çünkü aynı zihniyet hala iktidarda. Ben meselenin gazetecilik ve medya ile ilgili kısmına odaklanmaya çalışacağım. Tartışma platformlarında hatta günlük konuşmalarımızda sık sık gündeme geliyor:  Bugünkü ba

EXPRESS - MAVİ DAKTİLO: MİLLİ VE YERLİ (Tıklayın Büyütün)

 

ÇELİŞKİLER YUMAĞI BİR EFSANE

MAVİ DAKTİLO , Express Dergisi, sayı 172 Mart-Mayıs 2020 NOUVEL OBSERVATEUR’ÜN KURUCUSU JEAN DANIEL’İN ARDINDAN 19 Şubat akşamı 99 yaşında öbür tarafa geçti. Nouvel Observateur’ün kurucusu, genel yayın yönetmeni, başyazarı. Camus’nün arkadaşı, De Gaulle hayranı, Mitterrand’ın yakını. Türkiye’ye de bakmış. Sartre’a göre, ”sadece iyi bir burjuva”. RAGIP DURAN ‘’Fransa’nın en prestijli gazetecisi aramızdan ayrıldı. Kendisi bu dünyanın hem tanığı hem aktörü hem de vicdanıydı.” Eskiden Sosyalist Parti’ye yakın iş insanı Claude Pedriel’in sahibi olduğu Nouvel Observateur (Yeni Gözlemci) dergisi artık mali sermayenin mülkiyetine geçti. Ama dergi son sayısında eski “patronu” Jean Daniel’i bu satırlarla yolcu etti. 20 Şubat tarihli Libération’da Jean Daniel hakkında on yazı yayınlandı. O gün bütün Fransız medyası mesleğin duayenine övgülerle veda etti. Birkaç başlık: “Soyu tükenmekte olan bir gazeteci”, “Bir gözlemcinin ruhu”, “Mitterrand’ı tanıdıkça, Mitterrand onu büyül

GAZETECİLİK SOLCU BİR MESLEK MİDİR?

·                 Memleketin resmi, gayri resmi, özel, ticari, yandaş, candaş, dinci ve sözde muhalif medyasının genel manzarasına baktığımızda bu soruya olumlu yanıt vermek imkansız. Ama mesleğin bizatihi kendisine, amaçlarına, ve eski dönem çalışmalarına baktığımızda bu soruya nispeten kolayca evet cevabını verebiliriz. Ragıp DURAN Medya mülkiyeti… Saray’a yakın iş adamlarının, inşaat şirketlerinin TV ve gazete sahibi olması…Belediye seçimlerini kaybedince iktidar medyasından bir kaç gazetenin kapanmak zorunda kalması…Her gün ekranlarda rastladığımız yüzlerce yalan haber…Algı operasyonları… Siyasiler arasında ağız dalaşları…2 saat sonra tekzip edilen manşetler…Ünlü köşe yazarlarının ünsüz çuvallamaları… Egemen medyadan uzaklaştırılan gazetecilerin sosyal medyadan yaptığı yayınlar… Son dönemlerde siyasi ve toplumsal konular tartışma gündemine geldiğinde, neredeyse kaçınılmaz olarak işin içine medya da giriyor. Çünkü sadece siyasiler değil yurttaşlar da siyasi, ideol

YENİ OSMANLI, ESKİ DERİN DEVLET, SONSUZ ÇIKMAZ

Suriye   YENİ OSMANLI, ESKİ DERİN DEVLET, SONSUZ ÇIKMAZ Tek Adam rejiminin bedbaht Suriye macerası geçmişi, bugünü ve geleceğinin yanısıra Ankara’nın içeride ve dışarıda uyguladığı plansız dönüşüm politikaları, çıkmazlarını sergiliyor. Ragıp Duran Arap Baharının bölgedeki yansıması olarak patlak veren Suriye iç savaşının Türk yönetimi ve Türkiye üzerindeki çok boyutlu ve çok olumsuz etkileri her geçen gün daha bariz bir şekilde ortaya çıkıyor. Önce sorunun beş tayin edici boyutunu sıralayalım: ·        Suriye’deki savaştan kaçıp Türkiye’ye sığınan yaklaşık 4 milyon Suriyeli. ·        Yakın zamana kadar Suriye’nin özellikle Türkiye ile sınır bölgelerinde, kuzey’de ve kuzey doğu’da doğduğu sanılan iktidar boşluğunun Ankara tarafından doldurulmaya çalışılması ·        Aynı bölgede gün be gün oluşmakta olan özerk Kürt idaresinin Türk devleti tarafından terörizm bahanesi ile ortadan kaldırılma girişimleri ·        Moskova, Washington, İran, İsrail ile Şam rej
M   A   V   İ     D   A   K   T   İ   L   O RENAUD’NUN  ÖNCE BÜCÜRLER VE ÇOCUKLAR ’I Herkesin anayurdu çocukluğudur Ragıp DURAN 3 yıl aradan sonra Önce Bücürler ve Çocuklar albümüyle geri döndü kıdemli anarşist-romantik şarkıcı. 29 Kasım’da çıkan albümde bir düzine yeni şarkı var. Ses düzeltici filtreler, bilgisayar marifetleri filan yok. Sesi nasıl çıkıyorsa öyle kaydedilmiş. Hüzünlü, kırık, parçalı bulutlu, hatta yaşlı bir ses. Ama güzel ve etkileyici Ragıp DURAN Renaud sadece müzisyen değil, Fransa’da her yıl yapılan “En Çok Sevilen Şahsiyet” anketinde son yirmi yılda hep ilk beşe giren bir isim. Albümleri, yazdığı ve hakkında yazılan kitaplar bazen milyonlarca, çoğu zaman da yüz binlerce satan bir kahraman. Yeni albümü 29 Kasım günü çıktı: Önce Bücürler Ve Çocuklar (Les mômes et les enfants d’abord). Albümün başlığı, Renaud’nun ustası Brassens’e bir selam. Zira, Brassens’in en bilinen şarkılarından birinin adı “Önce Arkadaşlar” (Les copain