Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mayıs 15, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Şarkın Garp Istırapları

İki Dünya Arasında  ·           Edirne-Hakkari hattında iktidar bir çok şeyi istediği gibi tasarlayıp yaratmış gibi yapıyor ama milli ve yerli sınırları bir santim geçince bambaşka bir manzara çıkıveriyor karşımıza. Kaktüse kızmayın, çölde başka ne yetişir ki? Paris – Beş kişiler. Kırk yıldır birbirlerini tanıyorlar. Mektepten, mahalleden, işyerinden. Halen diplomat (D), gazeteci (G), akademisyen (A), çevirmen(Ç) ve tüccar(T) kimliğine sahipler. Meslekleri gereği yurtdışıyla yoğun ilişkileri var. Akademisyenle diplomat üniversite eğitimini zaten yurtdışında yapmışlar. Gazetecinin eşi Fransız. Bir tesadüf eseri geçenlerde Boulevard Saint-Michel’de bir kahvede bir araya geldiler.   T- Sen şarap söyledin ama keşke rakı içebilseydik, şööle Boğaz kıyısında… G- Oğlum bir hafta oldu buraya geleli, senin de hemen Türklüğün azdı Ç- Ben ne zaman Paris’e gelsem bizim çocuklar beni hep kebabçıya götürür D- Ankara’dan resmi heyetler geldiğ...

ANKA KUŞU

·       10 yıl sonra Renaud stüdyoya girdi: Bunalımlarını, düş kırıklıklarını, terörist saldırıları, yaş günlerini,  oğlunu, torununu anlattı. Bir de Kelimeleri… Fransız anarşist chanson geleneğinin yaşayan en önemli şarkıcısı Renaud’nun, belki de 10 yılı aşkın bir süredir beklenen yeni CD’si, galiba dört aylık gecikme ile, 8 Nisan günü piyasaya çıktı. Bunalımlardan yalnızlıklara, içe kapanmalardan kaybolmalara uzanan bu son on yıl içinde, meslekdaşları ve hayranları aslında Renaud’yu hiç yalnız bırakmadı. Yirmiden fazla şarkıcı, stüdyoya girdi, ‘La Bande à Renaud’ (Renaud’nun Çetesi) başlığı altında 2 CD’de Renaud şarkılarını söyledi. Hayranları ise RRS (Reviens Renaud Séchan- Renaud Sechan Geri Gel) başlığı altında bir kampanya yürüttü. Renaud, çalkantılı özel hayatında (Ki neredeyse her aşaması bir albümüne tekabül eder), ‘Fransa’nın En Sevilen Şahsiyeti’ de seçildi, ‘Tütün ve pastis (Fransız rakısı) müptelası’ da oldu.  İlk eşi Dominique...

ANKA KUŞU GİBİ…

Ben bu gazetenin ilk Genel Yayın Yönetmeni olduğumda doğan çocuklar bugün 24 yaşında. Neredeyse bir kuşak geçmiş. Bu gazete Tansu Çiller döneminde bombalandı. Bu gazetenin muhabirleri, yazarları, dağıtıcıları sokak ortasında kurşunlandı. Bu gazete yasaklandı, toplatıldı, kapatıldı. Bu gazete kimi zaman isim değiştirmek zorunda kaldı. Ama aynı zaman dilimi içinde, bu gazete mesela Beyoğlu’nda Türkiyeli aydınların elinde sokakta dağıtıldı. Bu gazetede Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde Türk devletini bir çok kez mahkûm ettirdi. Bu gazete dünyanın önemli medya organlarında övüldü, uluslararası medya kuruluşları ve gazetecilik meslek örgütlerinde desteklendi. Bu gazete, Kürdistan’ın kent, kasaba ve köylerinde oğullarını kızlarını merak eden analar babalar tarafından heyecanla, sevinçle kimi zaman da hüzünle okundu. Kupürler kesildi, çerçevelendi, duvara asıldı. Bu gazete, sadece Kürtlerin değil, mülksüzlerin, solcuların, garibanların, LGBTİ bireylerin, Alevilerin, kadınla...