Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Nisan 26, 2009 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Ertuğrul Özkök’ün Gazetecilik Devrimi: ÖZELLEŞTİRME

• Ertuğrul Özkök, Ayşe Arman’ı öveyim derken büyük bir çam daha devirdi. Gazeteciliğin kamusal çıkar işlevini inkar eden magazincilik türünü yüceltirken, Gonzo Gazeteciliği reklamı yaptı. Ama acaba Özkök, Gonzo’nun ne anlama geldiğini, hangi bağlamda kullanıldığını biliyor mu? Biliyorsa, yazdıkları daha da vahim! Gazetesini, militarist bir deyimle ‘Türk Medyasının Amiral Gemisi’ olarak tanımlayan Özkök, dolayısıyla kendisini de bir ihtimal ‘Deniz Kuvvetleri Komutanı’ olarak görüyor. 12 Eylül ve darbeci Kenan Evren’e sık sık övgüler düzdüğünü hesaba katarsak, Özkök, 80’lerden itibaren Türkiye fikir dünyasına yerleşen liberal ideolojinin medya alanındaki en tipik temsilcisi hatta kendisine göre lideri. 2 Mayıs 2009 Cumartesi tarihli Hürriyet’te yayınlanan ‘Ayşe Arman Gazeteciliği’ başlıklı yazısında Özkök bir dizi ilginç itirafta bulunuyor, bu arada Türkiye gazeteciliğine ilişkin bazı tespit ve yorumlar yazıyor. Başlayalım: ’’BAZILARINIZ megalomanyak diyecek ama ben, Babıali’ye devrim y...

HUKUK DEVLETİNİN GENEL KURMAY BAŞKANI

• Orgeneral Başbuğ’un günler öncesinden ilan edilen basın toplantısında söyledikleri, ‘Maraton’ programında olduğu gibi uzun uzun tartışılıyor. İlk yorumların çoğu olumlu. Ama ilkesel ve yapısal olarak askeri vesayeti, egemen medyanın TSK yanlılığını değerlendiren pek yok. Genel Kurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un 29 Nisan 2009 Çarşamba günü Ankara’da yaptığı basın toplantısı, TSK-Medya ilişkileri açısından, ayrıca Türkiye’de ordu-siyaset ilişkileri açısından önemli, tartışılmaya, irdelemeye değer. Öncelikle herhangi bir hukuk devletinde, parlamenter rejimin egemen olduğu demokratik bir ülkede, Genel Kurmay Başkanı, medyanın en üst düzey yöneticileri ile bu tür siyasi içerikte bir basın toplantısı düzenlemez. Çünkü Başbuğ’un değindiği konuların en fazla üç ya da dördü hariç, tamamen siyasi iradeye ait konulardı. Zaten bu nedenle de, üniformalı Genel Kurmay Başkanı, kah Cumhurbaşkanı, kah Başbakan, kah Dışişleri ya da Adalet Bakanı gibi konuştu. Bazı kısımlarda bir medya eleştirme...

Tencere dibin kara...

Medya eleştirisi, egemen medya organlarından biriyle organik ilişkisi olan gazeteciler tarafından hakkıyla yapılamaz. Medya eleştirisi, rakip medya organlarını eleştirmek değildir. CNN Türk’de Ayşenur Arslan’ın ‘Medya Mahallesi’, son Bostancı çatışmasında bir kaç çelişkinin su yüzüne çıkmasına vesile oldu. Televizyon kanallarının üçünde (NTV, CNN Türk, TRT) medya (eleştiri?) programları yayınlanıyor. Ben bunlardan düzenli olarak NTV’dekini izlemeye çalışıyorum. Ruşen Çakır ile Mirgün Cabas’ın programı gerek sunum, gerek içerik, gerekse tempo açısından bana genel olarak olumlu görünüyor. Ayşenur Arslan’ın programını, aynı saatte olduğu için çok az izleyebildim. Arslan, son zamanlarda gazetelerin yazı işleri toplantısına konuk olduğu için bir yandan daha sahici görünüm veriyor (Sanki her sabah yazı işleri toplantısı ekranda gördüğümüz gibi gerçekleşiyor!) ama bir yandan da tartışma konularını konuk olduğu gazete ya da yayının ilgi ve haber alanı ile sınırlı tutmak zorunda kalıyor. Halbu...