Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mart 9, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

FARK

2014 martında sokaklar “Her yer rüşvet, her yer yolsuzluk” ve “Hırsız var, katil var” sloganları ile inlerken, felçli hükümetin koltuk değnekleri, gazetecilik kisvesi altında “darbe”, “fitne” propagandası yapıyor. Erdoğan ve iktidarı gidince, ne olacak bu yazıcılar?  ABD’nin en önemli gazetecilerinden biri olan Bill Kovach 1988 yılında Atlanta Journal-Constitution’un yazı işleri müdürü iken, kentin ve ABD’nin en büyük reklamvereni olan Coca-Cola ile gazete arasında bir ihtilaf çıktığında, gazete patronu kendisini işten atmıştı. Kovach’ın yönetimindeki gazete son iki yıl içinde iki kez Pulitzer kazanmıştı. Kovach, gazetenin prestijini ve editoryal bağımsızlığını korumak için Coca-Cola’nın yayın politikalarına müdahale etmesine karşı çıkmış, bu nedenle de işinden olmuştu. Ama Atlantalı okurlar yaklaşık bir hafta boyunca gazete önünde gösteri yaparak Kovach’ın işine geri dönmesini talep etmişlerdi. Kovach benim 2000-2001 yılında Harvard Nieman’daki müdürümdü. Bu olayı kendi...

HDP'ye Saldırılar...

(EVRENSEL gazetesinin sorularına yanıtlar) * HDP'nin seçim çalışmalarına yönelik pek çok yerde saldırı gerçekleşti. Bu saldırıları nasıl değerlendiriyorsunuz? - HDP’ye yönelik saldırıların iki temel nedeni olsa gerek: Geleneksel, ulus-devletin Kürt düşmanlığı, sokak faşizmi şeklinde tezahür ediyor. HDP, artık talancı-rüşvetçi-yalancı olarak nitelenen mevcut siyasi iktidara ve kadim militarist-ulusalcı resmi muhalefete karşı, özgürlükçü, demokratik bir 3. seçenek olarak özellikle Gezi Direnişinden sonra yükselen bir güç olarak siyaset sahnesinde. AKP, 2012 Aralık ayından bu yana Çözüm Süreci adı altında Kürtleri oylama, biat ettirme ve AKPlileştirme sürecinde hiçbir tayin edici olumlu adım atmadığı için de, Kürt cephesini saldırıya açık hale getirmeye çalışıyor. *Ne Hükümet ne de muhalefet partilerinden bu saldırılara yönelik herhangi bir açıklama yapılmadı. Bu sessizliği nasıl yorumluyorsunuz? - Sessizlik, AKP’nin de muhalefetin de bu saldırıları desteklemesi anlamına g...

Bir iktidar aracı olarak sansür

Türk medyasının yıllardır egemenlerin denetiminde olduğunu biliyorduk. Alo Fatih! hattı bize sansür konusunda yeni bilgiler verdi. Ne var ki, bugünkü iletişim çağında iktidarlar artık sansürden eskisi gibi yararlanamıyor. Üstelik sansür çoğu zaman da ters tepiyor. Erdoğan usulü sansürden birkaç kare… "Sansür, her bir yurttaşın ifade özgürlüğünün keyfi ya da doktrinal bir nedenle sınırlandırılmasıdır. Sansür, siyasi ya da dini bir iktidar mekanizmasının, kitaplar, gazeteler, bültenler, tiyatro piyesleri ya da sinema filmlerinin içeriğini, bu yayınlar yurttaşa ulaşmadan önce incelemesi/denetlemesi ve iktidarın görüşlerine uygun hale getirmek için kısaltılması, kesilmesi, tahrif edilmesi ya da tamamen yasaklanmasıdır. İfade özgürlüğüne yönelik bir saldırı olarak sansür, kimi zaman yayından önce, kimi zaman da yayından sonra yapılabilir.  Siyasi sansür, ifade özgürlüğünün hükümet tarafından kısıtlanması anlamına gelir. Dolaylı ya da resmi olmayan sansür ise baskı aracılığıyla...

Ahmet Güngören’in ardından

Tanıyanların sevdiği, şahsen tanımayıp kitaplarını okuyanların saydığı hakiki bir aydındı Ahmet Güngören. Tam bağımsız ve hakikaten demokrat, ayrıca da öpözgün bir şahsiyetti. Çelebi, gırgır, hayatı seven bir arkadaşımızdı.  Binbir sorun, sıkıntı, uğraş arasında geçenlerde Ahmet’i kaybettik. Aix-en-Provence’da aynı yıllarda (1973-78) üniversite tahsili yapmıştık, öğrenci derneğinde birlikte Maoculuk etmiştik. Çok sonraları, ‘90’lı yılların sonlarına doğru, Patika Yayınları’nın yöneticisi olarak benim ilk medya eleştirisi kitabımın editörlüğünü üstlenmişti. “Apoletli Medya” başlığını da o çıkartmıştır. Kitaptaki bir yazıda, dönemin egemen medyasını betimlerken kullandığım sıfatlardan biri… O kitabın ilginç kapak tasarımını Ayşegül Güngören yapmıştı. Ahmet’in oğlu Deniz’in annesi. Ahmet’in babası Taocu idi, oğlu üniversite yıllarında Maocu olmuştu. Bu ses uyumunu kikir kikir gülerek anımsardık her seferinde. Ahmet hakkında unutamadığım bir olay da şuydu: Sılada üniversited...