Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Pek hoşuma gitmeyen bir yazarın güzel bir kitabı

DİWAN: KAHİRE’NİN KİTAPÇISI * Kitap okuma kültür ve alışkanlığının gelişmemiş olduğu Kahire gibi Müslüman bir kentte 3 kadın bir kitapçı dükkanı açıyor. Nadia Wassef anlatısında, kitapları, okurları, ortaklarını, çalışanlarını, Kahire’yi, geçmişi ve politikalarıyla Mısır’ı, annesini, babasını, Arap mutfağını, iş kadınlığını, 2 eski kocasını, kızlarını, kişisel gelişimini, Doğu-Batı ilişkilerini yazmış. Konular zengin, yazım akıcı. Titiz ve sinirli, hırslı ve yüksek egolu bir kadın. Ama samimi. Ragıp Duran Ya Le Monde ’da okumuştum tanıtım yazısını ya da France İnter ’de dinlemiştim bir söyleşisini. Nadia Wassef, Kahire’de 2 ortağı ile kurduğu Diwan kitapçısının tepe yöneticisi. Kitabın orijinali İngilizce. 11 dile çevrilmiş.Ben Fransızca çevrisini okudum. Bu aralar Japonca tercümesi çıkmak üzere. Arapçası olacak mı bilmiyorum.   Yazar anadilinde yazmamış kitabını. Aslında Kahire gibi Müslüman bir kentte, 3 kadının bir araya gelip, kitap okuma kültür ve alışkanlığının çok gel...

Alaturka Laiklik

  * Sosyal medya, çeşitli siyasi sorunların derinlemesine ele alınmasına izin veren bir mecra değil. Mini polemikler, atışmalar, özdeyişler dolaşıyor Twitter’da. Biraz açmak lazım.   Ragıp Duran   15 Temmuz günü Ender Özdeş, Twitter’da   bir mesaj yayınladı: ‘ ‘’Şeyh cenazesine bakıp 'laiklik' diye hiç zırlamayın şimdi. Siz o maçı Rojava'ya dalıp hırsız tecavüzcü cihatçıları örgütleyen devletinizi desteklerken kaybettiniz. 'Terör kuşağı' olmasın derken, Suriye'nin en laik kenti Efrin'e karanlık çökerken gitti o laiklik. Geçmiş olsun’’. Bu metnin içeriğini, bana da esas olarak doğru geldiği için, tırnak içinde retweet ettim. Mesaj kısa sürede onbinlerce kişi tarafından benimsendi ve sosyal medyada dolaştı. Bugüne kadar 100 bini aşkın insan tıklamış. Bir çok yurttaş, metni benim yazdığımı sandı. Metnin bana ait olmadığını ama içeriğini benimsediğimi ayrı bir   tweet ile açıkladım. Yankılara, tepkilere baktım: Bu kadar çok sayıda tweet arasında, ka...

İKİ DÖNEM, İKİ GAZETECİ, İKİ KİTAP

  Nilay Karaelmas ve Timur Soykan İKİ DÖNEM, İKİ GAZETECİ, İKİ KİTAP İlki 1970-90 dönemini, ikincisi bugünkü medya ortamını anlatıyor. Çok değişiklik pek az gelişme var. Hatta işler kötüye gidiyor. Ragıp Duran Nilay Karaelmas’ın ‘’Sosyal Medya Öncesi 1970, 1980, 1990 yıllarında Gazetecilik’’ (SBFBYYO-DER, Ankara 2023) başlıklı kitabı ile Barış İnce’nin Timur Soykan’la yaptığı nehir söyleşi çalışması ‘’İyi Gazetecilik, İyi ki Gazetecilik’’i (DeliDolu, İzmir, 2023)   eşzamanlı olarak okudum. Birincisi 120, ikincisi 111 sayfa. Her iki gazetecinin kalemi/söylemi, uslubu rahat, düzgün, akıcı olduğu için bir oturuşta okunabilecek kitaplar. İki ayrı dönemde muhabir olarak görev yapmış, uzmanlık alanları farklı iki gazetecinin gözlem, anı ve mesleğe ilişkin değerli değerlendirmeleri var iki kitapta. 60+ meslekdaşların Soykan’ın kitabını,   yaşı -30 olan gazetecilerin de özellikle Karaelmas’ın kitabını okumalarında yarar var. Böylelikle gençler mesleklerinin yakın geçm...

Krizin Cumhuriyet'i / Cumhuriyet'in krizi

Konuk Yazar  Ragıp Duran   ragip137@gmail.com https://www.t24.com.tr/yazarlar/ragip-duran/krizin-cumhuriyet-i-cumhuriyet-in-krizi,40590 Krizin Cumhuriyet'i / Cumhuriyet'in krizi Cumhuriyet gazetesinde halen yaşanan krizin köken ve nedenleri yeni değil. Tarihsel ve yapısal bir sakatlık var bu basın kuruluşunda. Cenaze öncesi manzaralar… Gazete bu aralar, gazetecilik/habercilikten çok Ceza Kanunu ve Ticaret Kanunu maddelerini ihlal eden, aslında siyasi, ideolojik ve ahlaki boyutları olan bir krizden geçiyor yine.   Vakıf ve gazete yönetiminde şeffaflık olmadığı için, halen ancak iddia, duyum ve sızan sınırlı bazı bilgilerle yetinebiliyoruz. Krizin nedeni değil ama bahanesi 3 konu: Para karşılığı haber yapılması Gazete arşivinin satılması   Gazetenin isim hakkının eski bir medya imparatoruna pazarlanması   Bu üç konu şimdilik ortaya çıkan, az çok bilinen meseleler. Gazeteye yakın çevreler, nispeten kısa bir süre sonra, mevcut yönetimin daha birçok usulsüzlüğün...

Diplomat Hanımefendiyle ilginç bir dünya turu

Hariciyeden yetişip, üst düzey BM görevlisi olan nadir diplomatlardan Sumru Akıncı Noyan’ın anıları, konu ve mekan açısından zengin ve geniş.   Son derece politik-ideolojik bir meslek olan diplomatlık belki renkli ve zor bir uğraş ama fikri düzeyin de…   Ragıp Duran A.Sumru Akıncı Noyan’ın ‘’Aklımda Kalanlar-Dışişlerinde ve BM’de geçen 44 yıl’’ başlıklı 263 sayfalık kitabını (Luna Yayınları, Mart 2023) yeni bitirdim. Yazarın işlek bir kalemi var. Türkçesi düzgün. Zaman zaman resmi rapor kaleme alır gibi yazsa da kitabın geneli rahat okunuyor. Üstelik BM’de üst düzey yönetici olarak çalıştığı için, çoğumuzun bilmediği, Türkiye’den uzak ülkelere yaptığı iş gezilerini, denetim çalışmalarını,   izlenim ve değerlendirmelerini gayet güzel ve akıcı bir dille aktarıyor. Her diplomat anısında rastladığım Atatürk övgüsünün yanı sıra uluslararası memur, bu kitapta da yaptığı işleri ve kendisini methetmeyi unutmamış.   Önemli şahsiyetlerle çekilen fotografları ve hak...

CUMHURİYET'İN 100.YILINDA GAZETECİLİK

CUMHURİYET'İN 100.YILINDA GAZETECİLİK SANKİ ÇOK ŞEY DEĞİŞTİ ASLINDA HER ŞEY ESKİSİ GİBİ Ragıp Duran    ·       Gazeteciliğin temel ilke ve kuralları açısından baktığımızda, Osmanlı Saray’ının fermanıyla 1831’de yayınlanan Türkçe ilk gazeteden günümüze kadar belki mesleki alanda ve özel olarak teknolojik yapıda çok gelişme sağlandı ama işin mülkiyet, siyaset, ticaret özel olarak da iktidarla ilişkiler boyutuna bakacak olursak ‘’her şey farklı gibi görünüyor ama aslında hiçbir şey değişmedi’’.   Ragıp DURAN Mesleki, siyasi, ideolojik, toplumsal, kültürel parametrelere vurduğumuzda, 192 yıl önce yayınlanan Türkçe ilk gazeteden bu yana geçen süreci dört dönemde inceleyebiliriz. ·        1831’den çok partili rejime geçtiğimiz 1946’ya kadar  MATBUAT dönemi ·        1946’dan 1990’lara kadar süren BASIN dönemi ·        1990’lardan 2000’lere kadar MEDYA dönemi · ...

DÖRT KİTAP

Son zamanlarda okuyup bitirdiğim dört kitap: Gün Benderli’nin ‘’Su Başında Durmuşuz’’, Mehmet Şenol’un ‘’Ruh-u Revan’’,  Yaman Başkut’un ‘’Aferin İyiydin’’ ve Necmettin Alkan’ın ‘’Ve Selanik Düştü…’’. Ragıp Duran Maymun iştahlı bir okurum ben. Medyada ya da sosyal medyada rastlayıp başlığını, arka kapak yazısını okuduğum, eşin dostun tavsiye ettiği, haliyle ilgimi çeken, içeriğini/tarzını merak ettiğim kitapları sipariş eder okumaya başlarım. Çoğu zaman birden fazla kitap vardır başucumda.   Bundan sonra dümene kitap ya da yazar geçer. Eser ya da müellif, ilk 30-50 sayfada ya beni kendisine doğru çeker ve heyecanla sayfa sayfa, satır satır okutur kendini. Ya da cazip olmadığını, okumakla vakit kaybettireceğini çoğu zaman bas bas bağırır, o zaman da bu eser, kitaplığın emekliler rafında yerini alır. Kitap bitince de, ya gerçekten çok değerli bulduğum, sevdiğim dolayısıyla başka okurların da okumasını istediğim kitaplar hakkında tanıtım/eleştiri yazmak isterim. Ya da olağa...