RÖPORTAJ11:09, 10 Haziran 2024
Ragıp Duran:
Türk rejiminin Ermenistan’la
ilişkileri normalleştirmek gibi bir niyeti yok
Ermenihaber.am karşılıklı özel
temsilcilerin atanmasıyla Ermenistan ve Türkiye arasında başlayan diyalog
süreci konusunda Türkiye’deki siyasi çerçevelerinden farklı isimlerle, sivil
toplumu temsil eden şahıslarla röportajlar gerçekleştiriyor. Türkiye’deki siyasi çerçevelerin ve
genel olarak toplumun bu konuda ne düşündüklerini okuyucularımızın dikkatine
sunmaya çalışacağız.
Bu röportajı Türk gazeteci, yazar ve medya
eleştirmeni Ragıp Duran ile yaptık.
Ragıp Duran kim?
1954'te İstanbul'da doğdu. 1973'te Galatasaray
Lisesi'ni ve 1978'de Fransa'da hukuk tahsilini bitirdikten sonra, İstanbul,
Ankara, Paris, Londra, Amsterdam, Boston'da, Aydınlık, Hürriyet, AFP, BBC,
Özgür Gündem, Cumhuriyet gibi medya organlarında muhabirlik, yazarlık,
yöneticilik yaptı. Paris'te CFPJ, Harvard'da Nieman gazetecilik okullarında
okudu. Halen Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde öğretim görevlisidir.
Aynı zamanda Libération'un Türkiye muhabiri, bağımsız iletişim ağı BİA'da
eğitim danışmanı ve medya eleştirmeni olarak da görev yapmaktadır ve düzenli
olarak Bianet.org'da, Hayvan'da, Tükenmez'de, Virgül'de, İktidarsız'da
yazmaktadır. Medya eleştirisi alanında üç telif kitabı yayınlandı. İki de
çevirisi var
.
— 2020 yılında yaşanan 44 günlük
Artsakh (Karabağ) savaşından yaklaşık 2 yıl sonra, Ermenistan
ve Türkiye'nin özel temsilcilerinin atanmasıyla bir çözüm süreci başlatıldı.
Mevcut aşamada Ermenistan-Türkiye ilişkilerinin normalleşmesini gerçekçi
buluyor musunuz? Eğer buluyorsanız hangi gerçeklere dayanarak öyle
düşünüyorsunuz, eğer gerçekçi bulmuyorsanız sebepleri nelerdir sizce?
RD: Ankara
22 yıldır çelişkili, güven vermeyen, Kafkasya dahil bazı bölgelerde saldırgan
bir dış politika izliyor. Tarihi olarak baktığımızda İttihat ve Terakki
döneminden bu yana Türk devletinin DNA’sında Ermeni karşıtlığı mevcut. Ayrıca
Ankara-Erivan ilişkilerinin normalleşmesi bugünkü rejime herhangi bir yarar sağlayamayacağı
için ilişkilerin iyi komşuluk ve dostluk temeline geçmesini beklemek, bence
gerçekçi bir yaklaşım değil. Ankara’nın, 2010’da imzalanan işbirliği anlaşması
çerçevesinde Bakü’nün Artsakh saldırısında
Azerbaycan’ı siyasi ve askeri olarak desteklemiş olduğunu hesaba katarsak, Türk
rejiminin Ermenistan’la ilişkileri normalleştirmek gibi bir niyeti olmadığını
da anlayabiliriz.
— Taraflar bir kaç anlaşmaya
vardı, ancak bugüne kadar Türkiye tarafından anlaşmaların hayata geçirilmesi
için hiç bir adım atılmadı. Ankara, Yerevan ile ilişkilerini bilerek mi
normalleştirmek istemiyor yoksa başka nedenler mi var?
Hatırlatmak gerekirse Ermenistan-Türkiye
ilişkilerinin normalleşme sürecinde Türkiye Özel Temsilcisi Serdar Kılıç,
Antalya Diplomatik Forumu çerçevesinde düzenlenen panelde, "Türkiye,
Ermenistan'la ilişkilerini tamamen normalleştirmek istiyor." diye
duyurmuştu.
RD: Diplomatik söylemle uygulamada yani
atılan/atılması gereken somut adımlar ve girişimler konusunda, sadece Türkiye
değil bir çok devlet çoğu zaman tutarlı davranmıyor. Ankara, zaman zaman,
özellikle ABD ve Batı Avrupa’nın talepleri doğrultusunda, dış politikada, özel
olarak da Erivan’la ilişkiler konusunda, nadiren olumlu olarak nitelenebilecek
açıklamalar yapabiliyor. Ne var ki, diplomatik alanda gerçekleştirilebilecek
olumlu adımların, belki de önce iç politikada olumlu sinyallerini gözlememiz
gerekir. 1915 Soykırımı olsun, Hrant Dink’in katillerinin
yargılanması olsun, Ermeni Vakıflarının mülkü konusu olsun... rejim, bu gibi
konularda son zamanlarda hiç bir umut verici gelişmeye öncülük etmedi.
Uluslararası alanda ip cambazı gibi ilerlemeye
çalışan Ankara, aslında Washington, Moskova ve Brüksel gibi tayin edici
odaklarla güvenilir, inanılır, tatmin edici bir ilişki kuramıyor. Böyle bir
konumdaki devlet, dış dünyadaki neredeyse tek müttefiği olan Azerbaycan’ın
onaylamadığı bir girişimi gerçekleştirebilecek konumda değil. Üstelik ekonomik
bunalım içindeki Ankara rejimi, eskiye oranla Bakü yönetimine daha fazla
bağımlı hale geldi. Ayrıca Özel Temsilci Kılıç, hatırlayalım Washington
Büyükelçiliği döneminde Amerikan adliyesini de ilgilendiren girişimlere imza
atmış bir diplomat.
- Kılıç'ın Ermenistan'ın başkenti Yerevan'da bir
görüşme yapma önerisine de Ermenistan olumlu cevap verdi. Türkiye’nin ya da Ermenistan’ın
herhangi bir şehrinde yapılacak toplantının ne anlamı olabilir ve üçüncü ülkede
yapılan toplantılardan ne farkı olabilir?
RD: İki
başkent arasında güven sağlayıcı (henüz arttırıcı değil) önlemlerin hayata
geçirilebilmesi için, diplomasi tekniği açısından ve siyaseten bence
görüşmelerin Ankara ve Erivan’da ya da iki ülkenin farklı kentlerinde yapılması
daha yararlı olur. Ne var ki, en son Ankara-Atina ilişkilerinde de gördük, Türk
rejimi, masa başında anlaşmaya varılan konulara çoğu zaman uymuyor. Bu nedenle teorik
alanda nispeten olumlu bir gelişme kaydedilse bile Ankara, Ermeni konusunda
uygulamada barış ve dostluktan yana bir adım atmada çok isteksiz davranırsa
şaşırmamak gerekir. Eklememde
yarar var: Bazı Batı Avrupa başkentlerinin Erdoğan’a yönelik yatıştırma
politikaları da hiç bir olumlu sonuç vermedi.
— Türkiye’deki Kürt toplumu
Yerevan-Ankara normalleşmesine nasıl bakıyor? Kürt siyasetçiler ve uzmanlar bu
süreci destekliyor mu?
RD: Benim
görüştüğüm Kürt siyasetçiler, bu aralar, rejimin, seçilmiş Belediye
Başkanlarının yerine kayyım atanması, Kürtçe diline yönelik saldırılar ve Kürt
haklarını savunan yurttaşlara yönelik yasadışı ve gayrımeşru tutuklama,
yargılama ve ağır hapis cezaları konularıyla meşgul. Ermeni konusu
açıldığında, Kürt siyasetçilerin aklına öncelikle Sakallı Nurettin
Paşa’nın ‘’Zo...Lo...’’ alıntısı geliyor. Kürt Meselesi (1925) ile Ermeni
Sorunu (1915) Türk devletinin uzun zamandır
çözemediği, aslında pek de çözmek istemediği iki sorun. Kuşkusuz iki sorundan
birinde, olumlu bir gelişme yaşanırsa, diğer sorunu da olumlu olarak
etkileyebilir. Gerçi şimdilik ufukta her iki konuda da umut verici bir
kıpırdanma görünmüyor.
DİKKAT!
Röportajda yer alan tartışmalı ifadeler, editör
kadrosunun görüşleri ile örtüşmeyebilir. Fikirlerin içerik açısından editoryal
müdahale olmaksızın tam olarak yayınlanması, aşağıdaki amaçlar için temel öneme
sahiptir:
1. Okuyucularımıza Türkiye ve Ermenistan'ın siyasi ve sosyal
toplumunun farklı düşünce ile yaklaşımlarını ve Ermenistan-Türkiye diyalog
sürecine yönelik tutumu gösteriyoruz.
2. Okuyucalarımıza Türkiye'deki hem Ermeni karşıtı duyguların hem de
yapıcılığın dinamiklerini göstermeye çalışıyoruz.
3. Ve nihayet gazetecilik davranış kurallarına uygun davranmaya
çalışıyoruz.
Kaynak: Ermenihaber.am
https://www.ermenihaber.am/tr/news/2024/06/10/Rag%C4%B1p-Duran-T%C3%BCrkiye-Ermenistan-normalle%C5%9Fme/277549
Yorumlar