* Talat Paşa’nın şahsından çok temsil ettiği ideoloji ve paradigma T.C açısından bugün hala hayati bir öneme sahip. Talat Paşa sadece İttihat Terakki ve 1915 ile organik olarak bağlantılı değil. O bugünkü T.C nebulasının belleği, kalbi ve beyni.
Ragıp Duran
Ne var ki bir
asır boyunca, bir süre Tek Parti Dönemi sayesinde, iletişimin bugüne oranla
öksüz ve yetim olması, milliyetçi-ırkçı ideolojinin popüler ve güçlü olması,
uluslararası ilişkilerin bugün kadar görünür ve etkili olmaması, tarih
mecrasının devletçi/sağcı akademisyen ve uzmanların tekelinde kalması ve bir
dizi başka nedenle resmi tez, gerçeğin tek versiyonu olarak anlaşıldı ve
benimsendi. Ama durum artık değişti, akademik çalışmalar, siyasi
etkinlikler, STK’ların girişimleri gerçeğin yavaş yavaş su yüzüne çıkmasını
sağlıyor. Son 20-30 yıldır özellikle yurtdışında yapılan akademik
yayınlar, İttihatçıların, Talat Paşa’nın ve Ermeni Meselesinin gerçek yüzünü,
belgelere dayanarak bir bir ortaya çıkarıyor. Hovanissian, Dadrian, Minassian,
Kévorkian ufkumuzu açtı. Akçam ile Kurt’a özel teşekkürler.
Talat Paşa
hadisesi yeni değil. Yenilginin ardından 1918’de bir Alman torpidosuyla
yurtdışına kaçan sabık Sadrazam, Osmanlı Divan-ı Harp Mahkemesi tarafından tehcirdeki
sorumluluğu nedeniyle 1919’da gıyabında yargılanıp ölüm cezasına
çarptırılmıştı. 1921’de Nemesis Operasyonunun hedefi olarak Berlin’de bir
cinayete kurban gidene kadar Avrupa’da Mustafa Kemal’in Büyükelçisi gibi temas
ve faaliyetlerde bulundu. 1943 yılında Almanya’da Nazi iktidarı döneminde
Berlin’deki mezarda bulunan naaşı, Türk hükümetinin talebi üzerine Istanbul’a
gönderildi. Ve devlet erkanının katılımıyla naaş resmi bir törenle Şişli’deki
Abide-i Hürriyet tepesindeki özel mezarlığa defnedildi.
Talat
Paşa ve liderliğindeki İttihat Terakki Cemiyeti, taraftarları ve karşıtları
tarafından proto-Kemalist olarak kabul ediliyor. Yargıtay Onursal
Daire Başkanı ünvanını taşıyan Hamdi Yaver Aktan da (https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/olaylar-ve-gorusler/talat-pasa-yi-biliyor-musunuz-hamdi-yaver-aktan-2412339), Talat Paşa hakkındaki ilk ve tek akademik biyografinin yazarı
Hans-Lukas Kieser de 2020’de yayınlanan ‘’Talat Paşa - İttihatçılığın Beyni ve Soykırımın Mimarı’’ (https://iletisim.com.tr/kitap/talat-pasa/10006?srsltid=AfmBOoqu6Bc3jXkI9JzjNJ50vc4HWuYDgX99XqUxFfN5Bw80nO2CK4tz) başlıklı kitabında bu görüşte. Bu kitap hakkında bir
tanıtım yazısı için Bkz.(https://apoletlimedya.blogspot.com/search?q=Talat+Pa%C5%9Fa)
Aktan, herhangi
somut bir kanıt öne sürmeden Kieser’in kitabının ‘’sipariş’’ olduğunu iddia
ediyor. Üstelik de kitabın tam başlığını vermekten imtina ediyor. Çünkü
Kieser’in kitabının Princeton University Press’den çıkan İngilizce
orijinal versiyonunda başlığı ‘’Talaat
Pasha: Father of Modern Turkey, Architect of Genocide’’(Modern
Türkiye’nin Kurucu Babası, Soykırımın Mimarı’’. Kitabın İletişim
Yayınlarından çıkan Türkçe çevirisinin başlığı ise, yazarın onayı alındıktan
sonra ‘’Talat Paşa : İttihatçılığın Beyni ve Soykırımın Mimarı’’ olarak
değiştirilmiş.
Aktan
yaptığı tahrifat ve gizleme sayesinde hem Atatürk’ü korumuş oluyor hem de
soykırım sözcüğünü sansür etmiş oluyor. Yüzyıldır aynı çarpıtma !
Mustafa
Kemal, henüz Çanakkale’de iken Talat Paşa ile mektuplaşıyor. Tanıklar,
Mustafa Kemal’in Talat Paşa’nın ölüm haberini aldığında göz yaşı döktüğünü
kaydetti. Çankaya Köşkünde Talat Paşa’nın eşi Hayriye hanımı kabul ettiğinde,
hanımefendinin aktardığı ve Murat Bardakçı tarafından kaydedilen sözlerine göre,
Atatürk ‘’Biz kendisine karşı değildik. Aksine Talat Paşa önümüzü temizledi’’
mealinde bir cümle sarf etti.
Daha yakın bir
dönemde MHP kökenli ve Kürt karşıtlığı ile tanınan Ankara Büyükşehir Belediye
Başkanı Mansur Yavaş, geçtiğimiz Mayıs ayı sonunda Altındağ ilçesindeki Talat
Paşa Bulvarı üzerinde bir Talat Paşa anıtı açtığını duyurdu. Vartan Halis
Yıldırım, konuyla ilgili yazısında meselenin can damarını teşhis etti. https://bianet.org/yazi/mansur-yavasin-talat-pasa-aniti-tarihi-inkar-soykirima-selam-307986.
İlginçtir, acaba neden Berlin’de bir
Hitler bulvarı yoktur? Ya da Paris’te bir Avenue
Maréchal Pétain? Roma’da Mussolini Strada ?
M.Yavaş’ın
ardından, Türk Halk Müziği Sanatçısı, CHP eski milletvekili, Alevi
kültürünün önde gelen şahsiyetlerinden Sabahat Akkiraz, Talat Paşa’yı kahraman
olarak savundu. Cihan Ekinci ‘’Talat Paşa’nın Gölgesinde Solculuk Oynamak’’
(https://bianet.org/yazi/talat-pasanin-golgesinde-solculuk-oynamak-308705) başlıklı
yazısında konuyu bütün çıplaklığıyla tahlil ve teşhir etti.
Ben Ekinci’nin
bu yazısını önemli ve değerli bulduğum için sosyal medyada paylaştım. İki günde
yaklaşık 40 bin okur tarafından tıklandı.
Devletçilik,
milliyetçilik, ırkçılık gibi ideolojileri benimsemiş olan kesimler, kendini
solcu, Atatürkçü, sosyal-demokrat olarak tanımlasa bile, milli ve yerli bir
standart olarak TC’yi, Atatürk’ü, İttihat Terakki’yi (Bu da CHP’nin kurucu
babası) savunurken Ermeni, Kürt ve Pontos Rum düşmanlığını da gizli ya da
açık bir şekilde kimliklerine nakşetmiş durumda. Hakiki yani bağımsız bir
muhalefetin, özgür tartışmanın, düşünce, ifade ve basın özgürlüğünün olmadığı
bir ülkede, egemen ideoloji ve iktidarın siyasi fikir ve tutumları kaçınılmaz
olarak ve maalesef geniş toplum kesimlerince sorgulanmadan, kolaylıkla
benimseniyor. Talat Paşa vahim, ama en az onun kadar vahim olan, bir
soykırımcıyı kahramanlaştıran mümtaz halkımız!
Toparlayalım :
Talat Paşa sadece Ermeni Soykırımının mimarı değil. O aynı zamanda Mustafa
Kemal Atatürk’ün öncülü, rol modeli.
Mustafa Kemal,
uzun bir süre İttihat Terakki’nin kayıtlı üyesi. Ancak iktidarı eline
geçirdikten yaklaşık 2 yıl sonra İzmir
Suikastını bahane edip eski arkadaşlarını darağacına gönderiyor. Talat Paşa
hayatta olsaydı o da idam edilir miydi ?
M.K.Atatürk
kimilerine göre pragmatist yani başka bir deyimle belirtmek gerekirse esnek ve oportünist.
Talat Paşa ise taviz vermeyen, sert, katı bir ideolog.
Mustafa Kemal’in
Ermeni ‘’tehciri’’ ile hiç bir ilişkisinin olmadığı çünkü o tarihlerde
kendisinin Çanakkale’de savaştığı belirtilir. Oysa ki kendi denetimindeki
Hakimiyet-i Milliye gazetesinin 21 Mart 1923 tarihli nüshasında Adana’da
yaptığı bir konuşma kendi ağzından yayınlanmıştı:
“Ermenilerin
bu feyzli ülkede hiçbir hakkı yoktur. Memleketiniz sizindir, Türklerindir.
Bu memleket tarihte Türk’tü, o halde Türk’tür ve sonsuza dek Türk olarak
yaşayacaktır’’.
Atatürk’ün
Lozan’a giden heyete talimat verirken Ermeni meselesinde ne kadar ‘’hassas’’
olduğu Lozan kayıtlarından bellidir. (Demokrasi Öldüğünde,
H-L. Kieser https://www.folkitap.com/doc/269?srsltid=AfmBOoqkXG6kqb2hgyO_3xg0W0dSO9iecFgelIg_HX7vDSMZxL91BPM3.
Bu nitelikleriyle
Talat Paşa aslında Kieser’in saptadığı üzere T.C’nin Kurucu Babası. Bu nedenle
Kemalist rejim açısından, ve iktidardaki
tüm rejimler açısından T.C’yi ayakta tutmak, suç ve günahlarından azade kılmak
için 1921’den bu yana Talat Paşa’yı yaşatmak, kahramanlaştırmak şart.
Yoksa Alimallah! Önce İttihat Terakki sonra Talat Paşa ardından 1915
sonunda da M.K.A ve T.C’nin Kuruluş dosyaları açılırsa eyvah ki eyvah. İskambil
kağıdından yapılmış şatolar berhava olur. Tanrı Türkü ve Talat Paşa’yı korusun!
(SON/RD)
Yorumlar