Ana içeriğe atla

TARKAN/GEÇÇEK en français TARKAN/GEÇÇEK στα ελληνικα

 



GEÇÇEK en français

(Paroles et musique TARKAN)

‘’Il nous avait toujours mis au coin

Auparavant il nous avait empoignardé du dos

Ce n’est pas la première fois,

on avait dans le passé reçu pas mal de coup

Oui on était tombé  mais on a su se lever

N’avons-nous pas toujours défié la vie

 Sois calme, nous avons dépassé pas mal de difficultés

Ça ira ça ira, cela aussi passera

Tu verras, le jour de l’espoir viendra

Oh là là ce jour là, nous danserons cymbales aux mains

Crois moi ces jours fleuris sont très proches

Il ira il ira, exactement comme il est venu

Tout a une fin, la souffrance aussi

Résiste encore, il reste peu de temps

Laisse pas ton été étouffé sous l’hiver et l’automne

La victoire de la patience est proche

Tu en as fait trop, on est blasé

Tu t’es pas arrêté, tu ne nous as pas fait de grâce

Ça va, ça suffit maintenant, on est assomé

Laisse nous, laisse nous tranquille

Nous avons dit qu’il y a du bien dans chaque malheur

Et nous avons appris beaucoup de choses   

Vas-y laisse nous maintenant

Si tu veux savoir comment je vais

Eh bien moi non plus je ne vais pas très bien

Je n’ai pas la joie des jours anciens, il n’y a plus rien

Mon corps est plus petit que mon âme

Je brûle je brûle violemment

Je risque de devenir du cendre

Je suis sur un courant d’eau

Parfois je coule à l’envers

Et parfois je vais vers l’espoir avec mon copain

Je suis alors loin des tristesses

Mais j’attends, car je sais que

La fin de la patience c’est la paix et le Salut

Et je sais que les belles choses peuvent faire surface

Avant la levée du soleil.’’

 

GEÇÇEK Yunanca

«Μας έβαζε πάντα στη γωνία

Προηγουμένως μας είχε μαχαιρώσει πισώπλατα

Δεν είναι η πρώτη φορά,

είχαμε δεχθεί πολλά χτυπήματα στο παρελθόν

Ναι, είχαμε πέσει, αλλά ξέραμε πώς να σηκωθούμε

Ηρέμησε, έχουμε ξεπεράσει πολλές δυσκολίες

Θα είμαστε καλά, θα είμαστε καλά, θα περάσει κι αυτό

Θα δεις, θα έρθει η μέρα της ελπίδας

Θεέ μου, εκείνη την ημέρα θα χορέψουμε με κύμβαλα στα χέρια

Πίστεψέ με αυτές οι ημέρες ανθοφορίας πλησιάζουν

Θα πάει, θα πάει, ακριβώς όπως ήρθε

Όλα έχουν ένα τέλος, τα βάσανα, επίσης

Αντιστάσου ακόμη, λίγος χρόνος απομένει

Μην αφήσεις το καλοκαίρι σου να ασφυκτιά από το χειμώνα και το φθινόπωρο

Η νίκη της υπομονής πλησιάζει

Έκανες πάρα πολλά, είμαστε κατάκοποι

Δεν σταμάτησες, δεν μας έκανες τη χάρη.

Θα είναι εντάξει, αυτό αρκεί τώρα, είμαστε νοκ άουτ

Άφησέ μας, άφησέ μας ήσυχους

Είπαμε, ουδέν κακό αμιγές καλού

Και μάθαμε πολλά

Άντε, άφησέ μας τώρα

Αν θες να μάθεις πώς είμαι

Ε, λοιπόν, ούτε εγώ είμαι πολύ καλά

Δεν είμαι χαρούμενος, όπως παλιά, δεν έμεινε τίποτα

Το σώμα μου είναι μικρότερο από την ψυχή μου

Καίγομαι, καίγομαι έντονα

Κινδυνεύω να γίνω στάχτη

Βρίσκομαι σε ηλεκτρικό ρεύμα

Μερικές φορές βυθίζομαι προς τα πίσω

Και μερικές φορές πηγαίνω προς την ελπίδα με τον φίλο μου

 

Είμαι τότε μακριά από τις θλίψεις

Αλλά περιμένω, διότι ξέρω ότι

Το τέλος της υπομονής είναι η ειρήνη και η Σωτηρία

Και ξέρω ότι τα όμορφα πράγματα μπορούν να εμφανιστούν

Πριν από την ανατολή του ηλίου».

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SİVİL DİKTA VE MEDYA

Analitik Bakış'ın sorularına yanıtlar: 1) ‘Sivil dikta’ iddialarının 20 yıl önce de yine medyada, Hürriyet’in manşetiyle yer aldığı basına yansıdı. Medyanın bu süreçteki durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? RD: ‘Sivil Dikta’ sözcüğünün 20 yıl önce DENİZ BAYKAL tarafından sarfedilmiş olması manidar. Askeri diktatörlüklere pek ses çıkarmayanlar, sivillikten çok hoşlanmaz. Sivil sözcüğü bizde, Türkçe’de çoğu zaman yanlış kullanılıyor. Sadece ‘’asker’in karşıtı’’ imiş gibi algılanıyor. Oysa ki Latince kökenli sivil sözcüğünün mesela fransızcadaki anlamı ‘Uygar’; ‘civilisation’ da uygarlık yani medeniyet. 20 yıldır medyada sivil/askeri bağlamlarda dikta meselesi hala tartışılıyorsa, bu memlekette demokrasinin düzeyi konusunda karamsar bir konumdayız demektir. Medya ise, özellikle egemen/yaygın medya ise, siyaset/askeriye/ekonomi ve ideolojiden özellikle de bu dört kutbun iktidar kulelerinden bağımsız ol(a)madığı için, son 20 yılda sivil ya da askeri dikta konusunda öyle elle

İKİ DÖNEM, İKİ GAZETECİ, İKİ KİTAP

  Nilay Karaelmas ve Timur Soykan İKİ DÖNEM, İKİ GAZETECİ, İKİ KİTAP İlki 1970-90 dönemini, ikincisi bugünkü medya ortamını anlatıyor. Çok değişiklik pek az gelişme var. Hatta işler kötüye gidiyor. Ragıp Duran Nilay Karaelmas’ın ‘’Sosyal Medya Öncesi 1970, 1980, 1990 yıllarında Gazetecilik’’ (SBFBYYO-DER, Ankara 2023) başlıklı kitabı ile Barış İnce’nin Timur Soykan’la yaptığı nehir söyleşi çalışması ‘’İyi Gazetecilik, İyi ki Gazetecilik’’i (DeliDolu, İzmir, 2023)   eşzamanlı olarak okudum. Birincisi 120, ikincisi 111 sayfa. Her iki gazetecinin kalemi/söylemi, uslubu rahat, düzgün, akıcı olduğu için bir oturuşta okunabilecek kitaplar. İki ayrı dönemde muhabir olarak görev yapmış, uzmanlık alanları farklı iki gazetecinin gözlem, anı ve mesleğe ilişkin değerli değerlendirmeleri var iki kitapta. 60+ meslekdaşların Soykan’ın kitabını,   yaşı -30 olan gazetecilerin de özellikle Karaelmas’ın kitabını okumalarında yarar var. Böylelikle gençler mesleklerinin yakın geçmişi hakkında b

YÜZ YILLIK AMA YÜZÜ YOK CUMHURİYET’İN

Derin ve ayrıntılı bir muhasebeye girişip,  Cumhuriyet’in yani son yüzyılın olumlu ve olumsuz yanlarını irdeleyip tartışacağımıza, geçmişle yüzleşeceğimize, kutlama törenleri saplantısına çakıldık kaldık. Lider kültündeyiz hala. Tek Adam rejiminin sinsi Cumhuriyet ve Atatürk karşıtlığı, Türk akademiasını, medyasını, STK’larını ve holdinglerini iyice Kemalperver hatta Kemalperest hale getirdi. Mutsuz ve çıkmaz, melankolik ve demode bir aşk!   Ragıp Duran   Siyasal İslam’ın yani Erdoğan rejiminin bu yıl Cumhuriyet’in ilanının 100. yılını kutlama etkinliklerini, Filistin yası bahanesiyle iptal etmesi hakiki, sahte, konjonktürel ve yapısal Kemalistleri, bu arada toplumun önemli bir kesimini fena halde kızdırdı. Rejim, 100. yıl için zaten kasıtlı olarak hiçbir hazırlık yapmamıştı, İsrail’in Gazze saldırısı olası etkinlik ve törenleri iptal etmek için iyi bir bahane olarak kullanıldı. Ne var ki, sözümona muhaliflerin, iktidarın bu hamlesine karşı çıkarken öne sürdükleri gerekçelerd