Ana içeriğe atla

Ferhan Şensoy'un Darbe Çağrısı

Today's Zaman'ın sorusuna yanıt

Ferhan Şensoy'un darbe çağrısı yapması üzerine görüşünüz nedir?
-------------------------------------------------------------------------------------


Galatasaray’dan ağabeyim Ferhan Şensoy’u özel olarak öykü yazarı olarak beğenirim. Son siyasi-askeri çıkışını benimsemek mümkün değil. Aydınlar, sanatçılar mevcut AKP yönetiminden/rejiminden gayrı-memnun. Bazıları, çare olarak, gerçekten demokrat, özgürlükçü, tepeden inmeci olmayan laiklik yerine, Kemalizmin mirası militarist bir darbe düşlüyor hatta talep ediyor. Halka, yurttaşa, hukuka, demokrasiye güven duymamaktan kaynaklansa gerek.
Türkiye’de son yıllarda gelişip güçlenen siyasal kutuplaşma nedeniyle, insanların ya hükümet yanlısı ya da darbeci olarak yaftalanması da doğru değil. Çünkü hem AKP rejimine hem darbeciliğe aynı anda karşı çıkmak mümkün ve gerekli. Şensoy’un bu söyledikleri fikir olarak eleştirilmeli. Şensoy, başkalarının yaptığı gibi darbeci askerlerin gizli toplantılarına katılıp onlara akıl-fikir vermedikçe, onların örgütlenmelerine katılmadıkça, tiyatro sahnesinde söyledikleri kınanması gereken görüşler olarak kalabilir. Söylediklerini şiddet çağrısı olarak yorumlamak mümkün mü? Bu tartışılabilir.
------------------------------------------------------------------------------------

Bu tartışma başladıktan sonra Şensoy, Hürriyet gazetesinde yayınlanan bir açıklamasında, Eskişehir'de sahnelediği oyunun metninde böyle bir cümle olmadığını belirttikten sonra, kendisini eleştirenleri mizahtan yoksun olmakla kınıyor. Bu vesile ile Şensoy'un darbeye karşı olduğunu memnuniyetle öğreniyoruz. Ne var ki, metinde olmasa da, söylediği iddia edilen cümlede, mizah, yani darbecileri gülünç duruma düşüren bir yaklaşımı sezmek çok güç. Üstelik Şensoy geçmişte askeri darbeyi talep eden benzeri açıklamalar da yapmış olduğu için, her şeye rağmen, eleştiriyi hak ediyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Apo 1999/Öcalan 2025

* Soleimani ve Şocai, Öcalan’ın ‘’Demokratik Konfederalizm’’ ve ‘’Türkiyelileşme’’ tezlerini, PKK liderinin 1999 öncesi ve sonrası açıklama, demeç ve kitaplarına dayanarak eleştiriyor. Sonuçta sahneye çok farklı bir Öcalan portresi çıkıyor. Ragıp Duran İran Kürdistan’ı yani Rojhilatlı iki akademisyen Kamal Soleimani ve Behruz Şocai ’nin ‘’Kürtlerin Devletsizlik Paradoksu - Öcalan’ın Konfederalizm ve Türkiyelileşme Stratejileri’’ başlıklı 247 sayfalık ve 2025 tarihli kitabı Palgrave Macmillan(Springer) tarafından yayınlandı. Kitabın Türkçe çevirisi de DOZ yayınlarınca Temmuz 2025’de Türkiyeli okura sunuldu. Bu akademik çalışmanın özü, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın Misak-ı Milli, Ulus-Devlet, Türk-Kürt ilişkileri, KCK, sosyo-politik bir araç olan Kürtçe konularında İmralı öncesi ve İmralı sonrası yayınladığı kitap, demeç ve açıklamalarının kıyaslanması. İki akademisyen, Öcalan’ın bu temel konularda son 26 yılda büyük değişimler gerçekleştirdiğini ayrıntılı alıntılarla kanı...

Kanlı hayalet aslında 104 yıldır tepemizde

* Talat Paşa’nın şahsından çok temsil ettiği ideoloji ve paradigma T.C açısından bugün hala hayati bir öneme sahip. Talat Paşa sadece İttihat Terakki ve 1915 ile organik olarak bağlantılı değil. O bugünkü T.C nebulasının belleği, kalbi ve beyni. Ragıp Duran Güncellikte sürekli olarak çıkmaza girince, ne geçmişi anlayabilir insan ne de geleceği tasarlayabilir. Osmanlı’dan T.C’ye geçiş çok sorunlu, çok zor ve çok kanlı. 102 yıl bir toplum için çok uzun bir süre değil. Ama yeni kurulan Kemalist rejim inatla ve ısrarla, bir asır boyunca iktidarın siyasi/ideolojik/kültürel/pedagojik aygıtlarını kullanarak geçmişi bağımsız, özgür ve nesnel bir şekilde değerlendirmedi. Kendi çıkarlarına uygun devletçi, milliyetçi hatta ırkçı bir ‘’hikaye’’ üretip yaygınlaştırdı. Geçiş sürecinin (1908-1923 ve sonrası) tüm olumsuzluklarını ya gizledi ya da tahrif etti. Ermeni Soykırımı, Kürt Sorunu ve Pontos Rum Konusu bu olumsuzlukların en bariz olanları. Kemalist ideoloji, iktidarının meşruiyetini sağlama...

Şahin Alpay’ın Anıları / İlginç ve Zengin bir Hikâye ama…

  * 70’lerde Maocuların idolü sonraları Cemaatin kendi deyimiyle sosyal liberal yazarı başarılarını, düş kırıklıklarını, pişmanlıklarını kaleme almış. Parlak bir öztanıtım broşürü, zengin bir özkutlama kataloğu. Ragıp Duran   En eski ünvanı ‘’Maoculuğu Türkiye’ye getiren Adam’’ olan Alpay, Lejand yayınlarından çıkan 564 sayfalık anılarının birinci cildinde son 80 yılın Şahin Alpay’ını biraz da o dönemleri anlatıyor. Alpay, benden 10 yaş büyük. O, Aydınlık’tan ayrıldığı yıllarda ben yeni yeni PDA’cı oluyordum. 70li yılların başında Şahin Alpay ve Halil Berktay bizim için hareketin en önemli ideologları ve gerçek birer devrimci aydındı. Kendisini çok az tanırım. Ama bilgisi, kültürü, çalışkanlığı, içtenliği ve dürüstlüğü konusunda sanırım kimse olumsuz bir yargıda bulunamaz.     Kitap piyasaya çıktığında, Medyascope, Apaçık Radyo ve Serbestiyet’de anılar hakkında yayınlanan söyleşileri izledim. Cazipti. Ancak kitabı okuduktan sonra bu mecralarda söyleşi...