Ana içeriğe atla

Basın Konseyi ?!

Today's Zaman'ın sorularına cevaplar:


1- Basın konseyi’nin Türkiye’de demokrasi ve fikir özgürlüğünün gelişmesine katkı sağladığına inanıyor musunuz?

2- Gazetecilerin haklarını savunma konusunda etkin bir kurum mu sizce? (Cihan muhabirinin dağda bırakılması, yakın zamanda gazetecilerin işten çıkarılmaları konusunda sessiz kaldığını düşünürsek)

----------------------------------------------------------------------------------
1- Basın Konseyi adlı örgüt, gazetecilerin ve medya ile ilgilenen kişilerin özgür bir şekilde bir araya gelip, gazeteciliği teorik ve pratik olarak geliştirmek, mesleğin ilkelerini korumak,mesleki dayanışmayı sağlamak amacıyla kurulmamıştır.
Bu ögütün esas kurucusu 12 Eylül darbesinin meşum lideri Kenan Evren'dir. Diktatör, basın mesleğinde kendisine muhattap olarak örgütün ömür boyu Başkanı kişiyi almış ve mealen 'Biz basından gayrı-memnunuz. Kendinize bir çeki-düzen verin. Yoksa biz müdahale etmek zorunda kalırız' diyerek Basın Konseyinin doğumunu muştulamıştır.
Kuruluşu sakat olan bu örgüt bilahare, gazeteler arası rekabetin sığ bir aracı haline gelince, bir tek grubun 'Basın Konseyi' haline dönüştü. Tek kişilik örgüt, tek gazetenin Konseyi oldu. Kürt meslekdaşlarımız öldürülürken, bu teşkilatın tek adamı 'Teröristlerle bağlantısı olanları savunmuyoruz' deme cüretinde de bulunmuştur. (Hafız Akdemir olayı sadece bir örnektir). Yapısı ve kısa geçmişi böyle olan bir örgütün herhangi olumlu bir iş yapması zaten mümkün değil.Basın Konseyi ve biricik Başkanı, ünlü Andıç hadisesinde de konum, kimlik ve tiyneti sergilemiştir.

2- Basın Konseyi'nin, CHA muhabirinin dağda bırakılması, atv-Sabah grevcileri dahil,
gazetecilerin haklarını koruma konusunda şimdiye kadar geniş gazeteci kitlesinin desteğini kazanmış bir açıklama yaptığını hatırlayan yoktur. Türkiye'de tüm eksiklik ve zaaflarına rağmen, bence ciddi,samimi ve kitlesel sadece iki meslek örgütü vardır: Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve Türkiye Gazeteciler Sendikası. Bu nedenle Basın Konseyi gereksiz bir örgütlenmedir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kemalizm’de Hyper Enflasyon

  * İçeriği pek muğlak, dün-bugün-yarın her derde deva olarak önerilen, dev heykel ve portreleri ile tahayyülümüzü baskı altına alan zihniyetin etraflı bir yapı sökümüne ihtiyacı var.   Yerine cazip, çağdaş, popüler yeni bir siyasi-toplumsal proje lazım. Ragıp Duran Sayıları giderek azalsa da Türkiye’ye gelen yabancılar/turistler bize en çok şu soruyu soruyor: ‘Sizde neden her yerde Atatürk heykelleri, posterleri, portreleri var?’. Biz belki içeriden bakıp anlayamıyoruz ama başka ülkelerle kıyaslama yapınca Türkiye’deki Atatürk tutkusunun ne kadar yaygın, ne kadar güçlü olduğunu saptayabiliriz. Her devletin saygıdeğer bir kurucu babası, sevgi ve minnetle anılan askeri ya da siyasi bir lideri tabi ki var. ABD’de G.Washington, SSCB’de pardon Rusya’da V.I.Lenin, Çin’de Mao Zedung, Kore’de Kim Il Sung, Fransa’da De Gaulle… Ama bu ülkelerin hiç birinde lider kültü bizdeki Atatürk düzeyinde değil. Bir başka çelişki d...

Şahin Alpay’ın Anıları / İlginç ve Zengin bir Hikâye ama…

  * 70’lerde Maocuların idolü sonraları Cemaatin kendi deyimiyle sosyal liberal yazarı başarılarını, düş kırıklıklarını, pişmanlıklarını kaleme almış. Parlak bir öztanıtım broşürü, zengin bir özkutlama kataloğu. Ragıp Duran   En eski ünvanı ‘’Maoculuğu Türkiye’ye getiren Adam’’ olan Alpay, Lejand yayınlarından çıkan 564 sayfalık anılarının birinci cildinde son 80 yılın Şahin Alpay’ını biraz da o dönemleri anlatıyor. Alpay, benden 10 yaş büyük. O, Aydınlık’tan ayrıldığı yıllarda ben yeni yeni PDA’cı oluyordum. 70li yılların başında Şahin Alpay ve Halil Berktay bizim için hareketin en önemli ideologları ve gerçek birer devrimci aydındı. Kendisini çok az tanırım. Ama bilgisi, kültürü, çalışkanlığı, içtenliği ve dürüstlüğü konusunda sanırım kimse olumsuz bir yargıda bulunamaz.     Kitap piyasaya çıktığında, Medyascope, Apaçık Radyo ve Serbestiyet’de anılar hakkında yayınlanan söyleşileri izledim. Cazipti. Ancak kitabı okuduktan sonra bu mecralarda söyleşi...

Çekingen Liberalin Tabu Altındaki Trajik Yenilgisi

  Prof. Hanioğlu/ Atatürk – An İntellectual Biography * Atatürk hakkındaki ilk eleştirel biyografi olma şansı varken, ‘’şeytanî kurucu unsur 1915’’in yanı sıra Pontos, Kürtler, Aleviler gibi tayin edici konuları, resmi tabuya uygun ve kasıtlı bir şekilde susarak geçiştiren Hanioğlu, yumurtasız omlet uzmanı olmuş.   Ragıp Duran Şükrü Hanioğlu’nun ‘ ’ Atatürk - An Intellectual Biography ’’ https://nes.princeton.edu/publications/ataturk-intellectual-biography    kitabını yeni bitirdim. 2011 yılında Princeton University Press’den yayınlanan eser 273 sayfa. Bağlam yayıncılık 2023 sonunda yani İngilizce orijinal versiyonun yayınlanmasından 12 sene sonra aynı başlık altında aynı yazarın Türkçe kitabını piyasaya sürdü. https://baglam.com/home/book/ataturk   Türkçe kitap 1024 sayfa! Ben Türkçe kitabı okumadım ama her iki dildeki versiyonları okuyan akademisyen bir arkadaşım, Türkçe baskının orijinal kitabın çevirisi olmadığını, Türkçe baskının çok daha zengi...