Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Selanik Uluslararası Film Festivali ve Türker Süer’in ‘’Gecenin Kıyısında’’ filmi

    Festival’de neredeyse her yıl yeni ve ilginç bir Türkiye filmi izleyebiliyoruz. Bu yıl da 15 Temmuz Darbe Girişimini fona alan, aile içi/kardeşler arası ihtilafı işleyen, derinliği olan bir film izledik: Türker Süer’in ‘’Gecenin Kıyısında’’.   Ragıp Duran   Bu yıl 65 yaşına basan Selanik Uluslararası Film Festivali her zaman olduğu gibi çok zengin ve renkli geçti. 31 Ekim-10 Kasım günleri arasında gerçekleşen 7.Sanat şölenine bu sene Juliette Binoche, Ralph Fiennes ve Matt Dillon gibi yıldızlar da katıldı. Batı Avrupa, Orta Doğu, Asya, Afrika ve Latin Amerika’dan da çok sayıda film, yönetmen ve prodüktör   eserlerini sergiledi. 7 farklı sinema salonundaki gösterimlere katılım olağanüstü idi. Bazı fimlerin biletleri bir hafta önce tükendi.   Istanbul’dan özel olarak Festival filmlerini izlemeye gelen arkadaşım Nilüfer Kuyaş ile ancak 5 film izleyebildik. Kataloga baktığımızda, aile, aile içi ihtilaflar, LGBTİ bireyler, kadın hakları, neo-liberalizmin yıkıcı sonuçla
En son yayınlar

Gazeteci Duran: Türkiye müzakere yapmıyor, 'teslim olun yoksa yakacağız' diyor

  ·         ·         09:07 15 Kasım 2024 ·     ·      ANKARA  - Kürt sorununun çözümünde tarafların eşit şartlarda olması gerektiğini vurgulayan gazeteci Ragıp Duran, "Türkiye’nin müzakere ve pazarlık yapma tecrübesi yok. Bir tek tecrübesi var; 'Teslim olun yoksa yakacağız, yıkacağız’ diyor" diye kaydetti.  Kürt sorununun çözümüne dair tartışmalar gündemdeki yerini koruyor. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Meclis'te Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekilleriyle tokalaşması sonrası "yeni süreç" tartışmaları gündeme geldi. Hemen sonrasında DEM Parti yönetimindeki 3 belediyeye 4 Kasım'da bir kez daha kayyım atandı. AKP Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'dan da Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırı tehdidi geldi. İktidar ve ortağının kurduğu dil "güven" vermezken, DEM Parti de 4 başlık altında önemli bir çağrı metni yayınladı. Metinde, "İmralı tecridi vakit kaybetmeden kaldırılmalı" çağrısı yapıldı. Ay

Kemalizm’de Hyper Enflasyon

  * İçeriği pek muğlak, dün-bugün-yarın her derde deva olarak önerilen, dev heykel ve portreleri ile tahayyülümüzü baskı altına alan zihniyetin etraflı bir yapı sökümüne ihtiyacı var.   Yerine cazip, çağdaş, popüler yeni bir siyasi-toplumsal proje lazım. Ragıp Duran Sayıları giderek azalsa da Türkiye’ye gelen yabancılar/turistler bize en çok şu soruyu soruyor: ‘Sizde neden her yerde Atatürk heykelleri, posterleri, portreleri var?’. Biz belki içeriden bakıp anlayamıyoruz ama başka ülkelerle kıyaslama yapınca Türkiye’deki Atatürk tutkusunun ne kadar yaygın, ne kadar güçlü olduğunu saptayabiliriz. Her devletin saygıdeğer bir kurucu babası, sevgi ve minnetle anılan askeri ya da siyasi bir lideri tabi ki var. ABD’de G.Washington, SSCB’de pardon Rusya’da V.I.Lenin, Çin’de Mao Zedung, Kore’de Kim Il Sung, Fransa’da De Gaulle… Ama bu ülkelerin hiç birinde lider kültü bizdeki Atatürk düzeyinde değil. Bir başka çelişki daha var:
  Kürt Meselesi ve Türk Entelektüelleri * M.Yücel önemli hatta tayin edici bir konuya değindi. Türk ‘’aydınlarının’’ Kürt meselesi konusundaki tutumunu sorguladı. İlk tepkiler insana pek umut vermiyor. Ragıp Duran Müslüm Yücel’in Yeni Yaşam gazetesinde yayınlanan yazısı (https://yeniyasamgazetesi6.com/turk-entelektuelleri/) ardından Fırat Akkaya’nın Nupel’deki değerlendirmesi (https://nupel.tv/firat-aydinkaya-turk-entelektuellerini-ne-yapacagiz/)     ve son olarak yine Yücel’in Nupel’deki yanıtları   (https://nupel.tv/muslum-yucel-yanitlar/#google_vignette)   aslında olumlu ve verimli bir tartışmanın başlaması ve sürmesi için iyi birer girizgâh sayılabilirdi. Üç yazı da bence iyi ve doğru yazılar. Ne var ki ve ne yazık ki, bu yazılar düzeyli bir tartışma ortamını yaratamadı. Yazılara gelen tepkiler sert, dışlayıcı ve eski milliyetçi-Kemalist reflekslerin devamı. Aslında daha çok aydının, yazarın, uzmanının, akademisyenin, bilgi ve fikir sahibi yurttaşın bu tartışmaya fikir