Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Krizin Cumhuriyet'i / Cumhuriyet'in krizi

Konuk Yazar  Ragıp Duran   ragip137@gmail.com https://www.t24.com.tr/yazarlar/ragip-duran/krizin-cumhuriyet-i-cumhuriyet-in-krizi,40590 Krizin Cumhuriyet'i / Cumhuriyet'in krizi Cumhuriyet gazetesinde halen yaşanan krizin köken ve nedenleri yeni değil. Tarihsel ve yapısal bir sakatlık var bu basın kuruluşunda. Cenaze öncesi manzaralar… Gazete bu aralar, gazetecilik/habercilikten çok Ceza Kanunu ve Ticaret Kanunu maddelerini ihlal eden, aslında siyasi, ideolojik ve ahlaki boyutları olan bir krizden geçiyor yine.   Vakıf ve gazete yönetiminde şeffaflık olmadığı için, halen ancak iddia, duyum ve sızan sınırlı bazı bilgilerle yetinebiliyoruz. Krizin nedeni değil ama bahanesi 3 konu: Para karşılığı haber yapılması Gazete arşivinin satılması   Gazetenin isim hakkının eski bir medya imparatoruna pazarlanması   Bu üç konu şimdilik ortaya çıkan, az çok bilinen meseleler. Gazeteye yakın çevreler, nispeten kısa bir süre sonra, mevcut yönetimin daha birçok usulsüzlüğünün teşhir olacağını b

Diplomat Hanımefendiyle ilginç bir dünya turu

Hariciyeden yetişip, üst düzey BM görevlisi olan nadir diplomatlardan Sumru Akıncı Noyan’ın anıları, konu ve mekan açısından zengin ve geniş.   Son derece politik-ideolojik bir meslek olan diplomatlık belki renkli ve zor bir uğraş ama fikri düzeyin de…   Ragıp Duran A.Sumru Akıncı Noyan’ın ‘’Aklımda Kalanlar-Dışişlerinde ve BM’de geçen 44 yıl’’ başlıklı 263 sayfalık kitabını (Luna Yayınları, Mart 2023) yeni bitirdim. Yazarın işlek bir kalemi var. Türkçesi düzgün. Zaman zaman resmi rapor kaleme alır gibi yazsa da kitabın geneli rahat okunuyor. Üstelik BM’de üst düzey yönetici olarak çalıştığı için, çoğumuzun bilmediği, Türkiye’den uzak ülkelere yaptığı iş gezilerini, denetim çalışmalarını,   izlenim ve değerlendirmelerini gayet güzel ve akıcı bir dille aktarıyor. Her diplomat anısında rastladığım Atatürk övgüsünün yanı sıra uluslararası memur, bu kitapta da yaptığı işleri ve kendisini methetmeyi unutmamış.   Önemli şahsiyetlerle çekilen fotografları ve hakkında çıkan basın k

CUMHURİYET'İN 100.YILINDA GAZETECİLİK

CUMHURİYET'İN 100.YILINDA GAZETECİLİK SANKİ ÇOK ŞEY DEĞİŞTİ ASLINDA HER ŞEY ESKİSİ GİBİ Ragıp Duran    ·       Gazeteciliğin temel ilke ve kuralları açısından baktığımızda, Osmanlı Saray’ının fermanıyla 1831’de yayınlanan Türkçe ilk gazeteden günümüze kadar belki mesleki alanda ve özel olarak teknolojik yapıda çok gelişme sağlandı ama işin mülkiyet, siyaset, ticaret özel olarak da iktidarla ilişkiler boyutuna bakacak olursak ‘’her şey farklı gibi görünüyor ama aslında hiçbir şey değişmedi’’.   Ragıp DURAN Mesleki, siyasi, ideolojik, toplumsal, kültürel parametrelere vurduğumuzda, 192 yıl önce yayınlanan Türkçe ilk gazeteden bu yana geçen süreci dört dönemde inceleyebiliriz. ·        1831’den çok partili rejime geçtiğimiz 1946’ya kadar  MATBUAT dönemi ·        1946’dan 1990’lara kadar süren BASIN dönemi ·        1990’lardan 2000’lere kadar MEDYA dönemi ·        Nihayet 2000’lerden bugüne DİJİTAL MEDYA dönemi Her dönemin kendine has özellikleri, meslek açısından olumlu ve olumsuz yön

DÖRT KİTAP

Son zamanlarda okuyup bitirdiğim dört kitap: Gün Benderli’nin ‘’Su Başında Durmuşuz’’, Mehmet Şenol’un ‘’Ruh-u Revan’’,  Yaman Başkut’un ‘’Aferin İyiydin’’ ve Necmettin Alkan’ın ‘’Ve Selanik Düştü…’’. Ragıp Duran Maymun iştahlı bir okurum ben. Medyada ya da sosyal medyada rastlayıp başlığını, arka kapak yazısını okuduğum, eşin dostun tavsiye ettiği, haliyle ilgimi çeken, içeriğini/tarzını merak ettiğim kitapları sipariş eder okumaya başlarım. Çoğu zaman birden fazla kitap vardır başucumda.   Bundan sonra dümene kitap ya da yazar geçer. Eser ya da müellif, ilk 30-50 sayfada ya beni kendisine doğru çeker ve heyecanla sayfa sayfa, satır satır okutur kendini. Ya da cazip olmadığını, okumakla vakit kaybettireceğini çoğu zaman bas bas bağırır, o zaman da bu eser, kitaplığın emekliler rafında yerini alır. Kitap bitince de, ya gerçekten çok değerli bulduğum, sevdiğim dolayısıyla başka okurların da okumasını istediğim kitaplar hakkında tanıtım/eleştiri yazmak isterim. Ya da olağanüstü olu

Siyaset artık show business oldu

* Çok sayıda medyatik ünlü, gazeteci, sinema sanatçısı son seçimlerde milletvekili aday adayı olduğunu açıkladı. Her yurttaşın aktif siyasete girme hakkı tabi ki var. Ama eskiden siyasette fikirler tayin edici iken artık görünüm ön planda. Ragıp Duran Bir kısmını şahsen tanıdığım medyatik ünlüler, büyük bir çoğunlukla muhalefet partilerinden milletvekili aday adayı olduğunu açıkladı. Güzel… Haberlerden öğreniyoruz ki, bir çok vakada partiler söz konusu şahsiyetlere gidip aday adaylığını önermiş, onlar da kabul etmiş. Bu adaylar seçimi kazanırsa,   Türkiye Büyük Millet Meclisi (Neden Büyük?) önümüzdeki dönemde Yıldızlar Platformu haline gelebilir. Gazetecilerden başlayayım.   Ben ilke olarak gazetecilerin gazeteci kalmasından yanayım. Çünkü    gazetecilik zaten çok siyasi bir alan, bir meslek. Gazeteci aday seçilirse ne ala, ama seçilemezse, hiçbir şey olmamış gibi mesleğe geri dönüp işine devam edebilecek mi? Gazeteci teorik olarak, ilke olarak (Yani bizde geçersiz) tüm siyas

Cumhurbaşkanı Adayı İmal Eden Televizyon!

  Oturma odalarımızda baş köşeye konduğu yetmiyormuş gibi Televizyon bizi bilgilendirmiyor (İnformer), zihnimizi, siyasal ve kültürel bilincimizi oluşturuyor, formatlıyor (Former). Yeni bir afyon gibidir TV. Ragıp Duran   Önce başımdan geçen bir hadise: Reklamcı Jacques Séguéla, ilk kitabının Türkçe çevirisi yayınlandığında Istanbul’a gelmişti.   O zamanlar özel TV’ler henüz devreye girmemişti. TRT’de Çetin Çeki ile Lale Dilligil’in hazırladığı , prime time ’da yayınlanan bir popüler kültür programı vardı. Kitabı ben çevirmiştim. Çeki ve Dilligil, tercüme güçlükleri nedeniyle, kamera önünde, Séguéla ile doğrudan benim söyleşi yapmamı önermişlerdi. Ben de yaptım sonra da üstüne Türkçe çevirisini okudum. 10-15 dakikalık kısa bir söyleşiydi.   Ertesi gün, zırrr telefon. Tanımadığım bir kadın, kırsal bölge şivesiyle, kendisinin benim askerlik arkadaşım Hüsnü’nün annesi olduğunu söyledi. Hüsnü’yü hayal meyal hatırladım. Çünkü ben Sıvas’ta sadece 3 ay askerlik yapmıştım. Telefon geld