Ana içeriğe atla

Kayıtlar

GERÇEK ÖTESİ NEYİN NESİ?

Aslında yeni bir şey değil. Yalanın, ajitasyon-propagandanın, disinformation/misinformationun manipülasyonun  ya da malinformation ’un yeni adı. Hakiki Gerçek’e karşı iktidarın kendi gerçeğini dayatması … (*) Öncelikle Post-Truth (gerçek-sonrası) nedir? Bir trend mi, kavram mı, çağ mı? Gerçek ötesi ya da sonrası hem bir trend, bir kavram hem de bir dönemin önemli özelliklerinden biri. Aslında bir siyaset ve medya kültürü sözcüğü/deyimi. Her dönem kendine has bir terminoloji yaratır. Kapitalizmin neo-liberal basamağı, nasıl ‘’vizyon’’, ‘’misyon’’, ‘’krizden fırsat çıkarmak’’ gibi sözcükler-sloganlar yarattıysa, aslında sadece bir iktisadi düzen olmayan, bir ideoloji olan Neo-liberalizmin gerileme devrinde de ‘’Post-Truth’’, ‘’alternative facts’’ gibi sloganlar üretiliyor. Ne anlama geliyor? Gerçek, Neo-liberal dünyanın bu aşamasında artık rahatsız edici bir hale geldi. Kapitalizmin tüm öngörü ve önmüjdeleri fos çıktı. Dünyada herkes iş, ev, araba, yazlık sahibi ...

Çok şey kaybettik, bu da kazanılacak çok şey var demektir! (*)

·       Gazetecilik/habercilik sadece Türkiye’de değil bütün dünyada tanım, nitelik ve işlev değiştiriyor. Yalnız burada hukuk, etik, sağlam bir kültürel altyapı özellikle de demokrasi yani  bağımsızlık ve özgürlük ile muhalefet geleneği olmadığı için durum vahim… Önce zaman sürecine sonra da mekan farklılıklarına bakalım. Neleri kaybettiğimizi görebilmek için iki kıstas olsa gerek: Mesleğin geçmişi (Zaman) ve mesleğin dünyadaki durumu/konumu (Mekan). Kıyaslama en iyi açıklama yöntemlerinden biri. Önemli bir mesele de, bu “kaybettiklerimizin” neden, nasıl ve kimler tarafından kaybettirildiği. Kuşkusuz bu süreçte, kendimizin rolünü yani eksiklik, ihmal ve hatalarımızı da gündeme getirmemiz lazım. Abartmadan, küçümsemeden özeleştiri. Eskiden neydi? Bugün ne? Önce zamanda kısa bir yolculuk: Canlı bir varlık için hava ne ise, gazetecilik için bağımsızlık da o. Ot, böcek, hayvan ya da insan havasız kalınca ölüyor. Gazeteci bağımsız olmayınca gazeteci olm...

‘’Aslında istediğimiz hayat bu mu?’’

ROGER WATERS’IN YENİ ALBÜMÜ Pink Floyd’un kurucusu Roger Waters, 1992’de yayınladığı ‘Amused to Death’den (Ölesiye Eğlence)  25 yıl sonra ilk stüdyo albümü ‘’İs this the life we really want’’ı (Aslında istediğimiz hayat bu mu?) 2 Haziran 2017 tarihinde çıkaracağını duyurdu. Yeni albümde yer alan şarkılardan ikisi, ‘’Crystal Clean Brooks’’(Cam Gibi Parlak Dereler) ve ‘’Smell The Roses’’ (Gülleri Kokla) şimdiden youtube’da yayınlanıyor. Albümde yer alan diğer parçalar şöyle: "When We Were Young" (Biz gençken) "Déjà Vu" (Daha önce görülmüştü) "The Last Refugee" (Son Mülteci) "Picture That" (Tasvir Et Şunu) "Broken Bones" (Kırılmış Kemikler) "Is This The Life We Really Want?" ( Aslında istediğimiz hayat bu mu?) "Bird In A Gale" (Fırtınada Bir Kuş) "The Most Beautiful Girl...
duranragip@artigercek.net Merhaba, Aşağıdaki yazılardan da anlayacağınız üzere 7 Şubat 2017 tarihinden bu yana haftada iki gün (Pazartesi ve Perşembe) Artı Gerçek ( www.artigercek.com ) sitesinde yazıyorum. Şimdiye kadar yayınlanan tüm yazıları bir seferde Apoletli Medya sayfalarına koyuyorum. Bundan sonra da Artı Gerçek yazılarını burada iktibas edeceğim. Böylelikle tüm yazıları bu blogda bir araya getirmiş oluyorum. Bilginize, selamlar Global sağın ikinci büyük medya saldırısı 07 şubat 2017 - 23:01 Trump’un ABD’de iktidara gelmesi, Avrupa’da zaten bir süredir yükselen ırkçı, milliyetçi, yabancı, kadın ve mülteci düşmanı, popülist, korumacı akımların güçlenmesini sağladı. Siyasetteki sağcılık kaçınılmaz olarak medyaya da yansıyor. Egemenler artık doğrudan doğruya GERÇEK’i hedef almaya başladı. Donald Trump’un ABD’de seçimle işbaşına gelmesi aşırı-sağın, yabancı  düşmanlığının, popülizmin, kadın karşıtlığının, içe kapanmanın...