İki Dünya Arasında · Edirne-Hakkari hattında iktidar bir çok şeyi istediği gibi tasarlayıp yaratmış gibi yapıyor ama milli ve yerli sınırları bir santim geçince bambaşka bir manzara çıkıveriyor karşımıza. Kaktüse kızmayın, çölde başka ne yetişir ki? Paris – Beş kişiler. Kırk yıldır birbirlerini tanıyorlar. Mektepten, mahalleden, işyerinden. Halen diplomat (D), gazeteci (G), akademisyen (A), çevirmen(Ç) ve tüccar(T) kimliğine sahipler. Meslekleri gereği yurtdışıyla yoğun ilişkileri var. Akademisyenle diplomat üniversite eğitimini zaten yurtdışında yapmışlar. Gazetecinin eşi Fransız. Bir tesadüf eseri geçenlerde Boulevard Saint-Michel’de bir kahvede bir araya geldiler. T- Sen şarap söyledin ama keşke rakı içebilseydik, şööle Boğaz kıyısında… G- Oğlum bir hafta oldu buraya geleli, senin de hemen Türklüğün azdı Ç- Ben ne zaman Paris’e gelsem bizim çocuklar beni hep kebabçıya götürür D- Ankara’dan resmi heyetler geldiğinde onlar da hemen Türk lokantası sorar ya
Ragıp Duran'ın Medya Eleştirisi Blogu