· 10 yıl sonra Renaud stüdyoya girdi:
Bunalımlarını, düş kırıklıklarını, terörist saldırıları, yaş günlerini, oğlunu, torununu anlattı. Bir de Kelimeleri…
Fransız anarşist
chanson geleneğinin yaşayan en önemli şarkıcısı Renaud’nun, belki de 10 yılı
aşkın bir süredir beklenen yeni CD’si, galiba dört aylık gecikme ile, 8 Nisan
günü piyasaya çıktı.
Bunalımlardan
yalnızlıklara, içe kapanmalardan kaybolmalara uzanan bu son on yıl içinde,
meslekdaşları ve hayranları aslında Renaud’yu hiç yalnız bırakmadı. Yirmiden
fazla şarkıcı, stüdyoya girdi, ‘La Bande à Renaud’ (Renaud’nun Çetesi) başlığı
altında 2 CD’de Renaud şarkılarını söyledi. Hayranları ise RRS (Reviens Renaud
Séchan- Renaud Sechan Geri Gel) başlığı altında bir kampanya yürüttü.
Renaud,
çalkantılı özel hayatında (Ki neredeyse her aşaması bir albümüne tekabül eder),
‘Fransa’nın En Sevilen Şahsiyeti’ de seçildi, ‘Tütün ve pastis (Fransız rakısı)
müptelası’ da oldu.
İlk eşi
Dominique’den (Ma Gonzesse) boşandıktan sonra, ikinci eşi Romane Serda’dan da (Üç şarkı: RS&RS, Ma Blonde, Danser à
Rome)
ayrılınca,
kızı Lolita (En cloque, Mistral Gagnant, Elle a vu le loup,…vs…), damadı Renan
Luce, ağabeyi, ablaları ve şarkıcı dostları Renaud’yu kurtarmaya çalıştı. Grand
Corps Malade, 2015’de ilk kez kırık Renaud’yu stüdyoya soktu ve oğlu Malone
için bestelediği ‘Ta Batterie’ (Trampetin) şarkısını söyledi.
Renaudloglar
(Renaud uzmanları) şarkıcının kendini alkol ve sigaraya verip chanson dünyasından uzaklaşmasını çeşitli
nedenlere bağladı. ’60 yaş krizi’ diyen
çıktı.(Renaud 1952 doğumlu). ‘Özel hayatındaki fırtınalar mesleki hayatını
söndürdü’ görüşünü savunanlar oldu. ‘Anarşizmin çıkmazı’ tahlili yapanlar
var. ‘Sağcı iktidarlar bütün Fransa’yı
sağcılaştırdı’ tespitini yazan bile oldu. Her birinde bir parça gerçek olsa da,
Renaud’yu hayata ve chanson’a küstüren en önemli olgu, kendi özgün kimliği,
yaşı ve dünyanın bugünkü genel olumsuz durumu olsa gerek…
Renaud, 70’lerde
piyasaya ilk çıktığında ‘loubard’ (Kenar mahalle bıçkın delikanlısı) olarak ün
yaptı. Banliyölerde yaşayan delikanlı ve kızların ruhunu anlattı, çete
savaşlarını betimledi, işsizlik, eğitimsizlik, göçmenlerin çaresizliğini, isyan
gibi konuları işledi. Onların şivesi ve argosuyla şarkılar yazdı, okudu. Doğuştan anarşist olduğu için her seferinde
kendinden, yakın çevresinden öyküler anlattı. Bazen keskin bir devrimci bazen
de olağanüstü uysal bir romantikti.
Renaud
solcuydu, hep solcu kaldı ama hiçbir partiye, siyasi akıma katılmadı. Bir
şarkısında kendini ‘Anarko-Mitterrandiste’ (Mitterrandcı anarşist) olarak
tanıttı. ‘Bunun ne olduğunu ben de bilmiyorum ama’ diye de ekliyordu. Bir başka
şarkısında (HLM) ise ‘Apartmanda herkes ona komünist diyor/O ise hayır ben
Troçkist’im diyor/ Bense hiç anlamadım ne farkı var bu ikisinin’ der.
Fransa,
özellikle Sarkozy döneminde, 1789’un, 1871’in ve tabi ki 1968’in Fransa’sından çok uzaklaştı. Bu üç
tarih Renaud’nun bir çok şarkısında Milat olarak geçer.
Bir de tabi
bugün 64 yaşına gelmiş bir şarkıcının hala kenar mahalle bıçkın delikanlısı
gibi davranması (maalesef) pek mümkün değil. Zaten son CD’de ‘La Vie est moche
et c’est trop court’ (Hayat pistir ve çok kısa sürer) da itiraf ediyor: Artık ihtiyarladım!
Zaten dede
oldu.
Keskin
devrimcilikle uysal romantiklik de pek moda değil yaşadığımız çağda.
Renaud’nun
bütün albümlerinde önemli bir yer tutan ironi bu son CD’de kendine pek yer
bulamamış. Kızgınlıktan, öfkeden de ses seda kesilmiş. Eskilere oranla biraz ‘yumoş’ bir albüm.
Renaud, 1
Ekim 2016- 10 mart 2017 tarihleri arasında uzun bir turneye çıkacak.
Sevdikleriyle ve onu sevenlerle buluşmak için… 10 konser Paris’te, iki konser
Brüksel’de, bir İsviçre’de, geri kalan 43 konser Fransa’nın dört bir yanında.
İçki ve
galiba da esas olarak günde 2.5 paket sigara Renaud’nun sesini neredeyse
tanınmaz hale getirmiş. Gerçi eskiden de öyle Konservatuarda örnek gösterilecek
bir sesi yoktu ve çoğu zaman da detone olurdu ama bu sefer sesi pek ağızdan
çıkıyormuş gibi değil.
Durumun
farkında olan Renaud, son CD’nin kitapçığına bir alıntı koymuş: Bir gün bir
hayranım bana dedi ki, ‘Sen şarkıları doğru okumuyorsun, yanlış da okumuyorsun,
sen hakiki okuyorsun!’
Gelelim,
önce 2015 Aralık ayında, Noel’de çıkması beklenen elimizdeki rötarlı CD’ye.
Yazmıyor ama
albümün adı aslında Anka Kuşu (Phoenix). Küllerinden yeniden doğan, ölümsüz
yaratık. Kartal gibi güçlü, bazen insan kafalı, yılan (Kötülük) düşmanı.
Kapakta
Renaud’nun reklam panosuna dönmüş vücudundan dövmeler var. Küçük Prens ayakta
duruyor, bir çiçek resminin altında ‘Romane’ yazıyor, ileride bir yerde de ‘Malone’…
John Lennon’un ‘İmagine’ şarkısının başlığı da bir dövme, kayak kayan bir
melek, bir minyatürden çıkıp gelmiş sarıklı sakallı bir amca(?) ile Japonca/Çince
yazılar da. Anka Kuşu arada bir sahneye çıkıyor…
CD’de
ikisini daha önce dinlediğimiz ‘Toujours Debout’ (Her zaman Ayakta) ve ‘Ta
Batterie’ (Trampetin) dahil, toplam 13 şarkı var.
Toujours
Debout’da Renaud kendinden bahsediyor, bir tür ‘Yıkılmadım ayaktayım’, ‘Gidişim
kötü oldu ama dönüşüm muhteşem’ şarkısına benziyor. Ama bence, şarkıların yazılış tarihine
baktığımızda, Renaud biraz da Charlie Hebdo (Uzun süre mali destek sunduğu bu haftalık
dergide şimdilerde 15 günde bir köşe yazıyor) ve Bataclan katliamlarından sonra
Fransa’nın ruh halini betimler gibi. Benzeri bir şarkıyı, ABD’de, Renaud’nun da
çok sevdiği rock ustası Bruce Springsteen, İkiz Kulelerin yıkılmasından sonra
yazmış ve okumuştu: Rising.
Fransa’daki
iki radikal İslamcı terör saldırısı, ‘J’ai embrassé un flic’ (Bir polisi öptüm)
ile ‘Hyper Cacher’ (Musevi gıda ürünleri satan market) şarkılarında gündeme
geliyor.
Renaud,
torunu için ‘Heloise’, oğlu için de ‘Petit Bonhomme’ (Küçük Adam) şarkılarını
yazmış.
Bob Dylan’a saygı şarkısının adı zaten ‘Dylan’.
‘La nuit en
taule’ (Kodeste bir gece), yabancı bir ülkedeki cezaevi dramını
anlatırken, bir dizede ‘Midnight
Express’i yaşadım’ diyor. Türkiye’ye bir gönderme değil mi?
‘Mulholland
Drive’ (Mulholland Caddesi), David Lynch’in 2001 tarihli ünlü filminden
esinlenmiş.
‘Petite
fille slave’ (Küçük Slav Kız), sosyalizmin çökmesinden sonra Doğu Blokundan
Batı’ya göçüp fuhuş yapan kızların trajedisini anlatıyor.
‘La vie est
moche et c’est trop court’ (Hayat pistir ve çok kısa sürer), Renaud’nun 657.
(Kırkpınar’dan mülhem) bunalımının manifestosu niteliğinde.
‘Mon
Anniversaire’de (Yaş Günüm), Renaud, her yıl kutlanması gelenek gereği
mecburmuş gibi olan doğum günlerinin sıkıntısını anlatıyor.
Son CD, kızı
Lolita, oğlu Malone, torunu Heloise ve 2006 yılında 95 yaşında vefat eden yazar
babası Olivier Séchan’a ithaf edilmiş.
Bu CD’de
benim en beğendiğim şarkı, Les Mots (Kelimeler). Sözlerini Renaud yazmış,
damadı Renan Luce bestelemiş, ben de hızlıca ve serbestçe Türkçe’ye çevirdim:
KELİMELER
Hayvanlara bahşedilmemiştir
Ne de önde gelen sersemlere
Ama yakanıza bir yapıştı mı
Acaip ısıtır içinizi dışınızı
Yazmak ve yaşatmak
kelimeleri
Kağıdın
üstüne ve beyaz
paltosuna
Özgür kılar sizi kuşlar
gibi
Bütün kötülüklerden arındırır bizi
Bütün kötülüklerden arındırır bizi
Gökten düşer
bu yetenek, bir lütuf
Hayatı daha az iğrenç
yapar
Ve öyle bir yer sunar ki size
Sıkıntılardan uzak, yakınsınız meleklere
Şiir, şarkı
sözü ya da bildiri
Çok güzel dünyalar açar size
Hep yepyeni ufuklar önünüzde
Uzaklaşırsınız sürüden
Ve bir kaç kelime yeter
Çocukların yüreğine
değmeye
Uzun uzun ağlayanları teskin etmeye
Hele ki hayatınız kaymaya başladığında
Hele ki hayatınız kaymaya başladığında
Gökten düşer bu
yetenek, bir lütuf
Hayatı daha az iğrenç yapar
Ve öyle bir yer sunar ki size
Sıkıntılardan uzak, yakınsınız meleklere
Bir Léautaud’nun şiirleri
Brassens’inkiler ya da Nougaro’nun dizeleri
Bir Victor Hugo’nun yazdıkları
Aydınlatır hayatımı meşale
gibi
O zaman şan
olsun bu kahramanlara
Bir kalemin sihiriyle
Hayat verdiler kelimelere
Çıkardılar ruhumu tepelere
Çıkardılar ruhumu tepelere
Gökten düşer
bu yetenek, bir lütuf
Hayatı daha az iğrenç yapar
Ve size öyle bir yer sunar ki
Sıkıntılardan uzak, yakınsınız meleklere
Express dergisinin Mayıs 2016 tarihli 143. sayısından
Yorumlar