Ana içeriğe atla

Türkiye Sosyal Medyasından Fışkıran İnciler

 * Sosyal ağlarda yayınlanan mesajları okuyup bunları değerlendirince, çok çelişkili hatta kargaşa içinde olan bir ülke imajıyla karşılaşıyoruz.

Ragıp Duran

 Günümüzde sosyal medya, düşünme şeklimizi ve insanlara ve topluma nasıl davrandığımızı giderek daha fazla etkiliyor. Bu mecra, toplumsal gerçekliğin kesinlikle sadık bir aynası değil. Ama mesajları nasıl okuyacağımızı iyi bilirsek, yani rasyonel bir seçme yapıp ve bu metinlere her zaman eleştirel bir yaklaşımımız varsa, sosyal medya bizi doğru ve yanlış hakkında bilgilendirebiliyor.  Bu ortam, ne yazık ki, günlük uygulamada yurttaşların bilgi, yorum ve dedikodu alanlarında temel kaynağı haline geldi.








Kısaca web (Dünya Çapında Ağ) dediğimiz sanal mekan, cahil ile bilgili kişilerin birlikte yüzdüğü bir okyanusa dönüştü. Yalanlar ve gerçekler omuz omuza.

Burada, İnternet kullanıcılarının arzuları, hayalleri, nostaljileri, sevinçleri ve üzüntülerini okuyor, görüyoruz.  Nadiren de olsa gerçeğe rastlayabiliyoruz.  Şunu da hemen belirtmek gerekir ki, burada sözkonusu olan, İnternet’e erişimi olan, az çok eğitimli, en az okuma yazma bilen insanlar. Ama genel olarak yaşlılar, köylüler, yoksullar, 7 yaşın altındaki çocuklar ve lumpenler devre dışı.

İnsanlar, akıllarından gönüllerinden gelen/geçen  her şeyi, bu arada saçma sapan her şeyi rahatça yazıyor, gösteriyor. Denetim yok,  sansür neredeyse hiç yok, kural da yok. Bazen komik, çoğu zaman bilmeden, istemeden trajik manzaralar, sözler, yazılar çıkıyor karşımıza.

Şimdi, son iki hafta içinde Türk internet kullanıcıları tarafından yayınlanan mesajlardan, tamamen öznel bir seçki:

* Dudaklar silikon, kirpikler takma, dişler protez, gözler lens, süpermarkete girmiş, organik yumurta soruyor!

* 2002 yılında Eski Türkiye'de Çeyrek Altın (22 ayar, 1.75 gr) 26 Türk lirasıydı. 2024 yılında Yeni Türkiye'de 26 liraya sadece bir marul satın alabilirsiniz.

* Yasalara göre tarafsız, objektif ve adil olmak zorunda olan Devlet Radyo ve Televizyonu TRT, 1 Ocak-19 Şubat 2024 tarihleri arasında, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a 2592 dakika, muhalefet liderine 43 dakika ayırdı.

* Hükümet, 2024'e kadar hızlı tren hattı, milli ve yerli savaş uçağı ve ardından Ay'a gitme sözü vermişti. Vaatlerini tuttu, ama... Saatte 120 km hızla giden Türk hızlı treni, 25 yolcunun öldüğü bir kaza geçirdi. Milli ve yerli uçak sadece 9 dakikada uçabildi. Bir Türk pilot, turist olarak, parasını devletin ödediği özel bir Amerikan şirketinin uzay aracıyla aya doğru yola çıktı.

* Keçi öldürmeye 270.300 lira (7722 Euro) para cezası. Motosikletli kuryeyi öldürene 27.300 lira (780 Euro) para cezası. (Somali Devlet Başkanı'nın oğlu, trafik kazasında, İstanbul'da motosikletli bir kuryenin ölümüne neden olmuştu).

* Kaldırım röportajı sırasında bir soru-cevap:

- Ampulü kim icat etti?

- Tabii ki AKP!

Erdoğan'ın partisinin sembolü parlayan bir ampul ya…

* OECD'nin bir araştırmasına göre Türkiye, yetişkinler arasında okuryazarlık yeterliliği (yazılı bilgiyi okuma, anlama ve günlük yaşamda kullanma becerisi) listesinde son sırada yer alıyor. Türk yetişkinlerin %40'ı kolay bir metnin içeriğini anlayamıyor. Bu kesimin sadece %3'ü zor metinleri anlayabiliyor, konuyla ilgili araştırma yapabiliyor. Ve sadece % 1'i karmaşık bir metni sentezlemeyi başarıyor.

* Küresel Organize Suçlar Endeksi'ne göre Türkiye, 2023 yılında 15. sırada yer aldı.  Yunanistan ise 79. sırada.

* 1521'de Kanuni Sultan Süleyman, Belgrad şehrinin fethinden sonra, kalenin muhafızlarını fillerin ayakları altında ezdirdi. Bu sahneyi tasvir eden bir minyatür, Osmanlı padişahlarının başka birçok "zaferi" ile birlikte sosyal medyada dolaşıyor.

* En sonda iyi bir kare:

Atina'da, İzmir'in Karşıyaka takımına karşı oynadığı maçta, Peristeri basketbol takımı taraftarlarının açtığı pankartın fotoğrafı: "Yunan ve Türk halklarının ortak düşmanı faşizmdir." (SON/RD)

Atina merkezli TVXS.GR internet sitesinde 16 Mart 2024 tarihinde Yunanca yayınlanmış yazının  (https://tvxs.gr/news/kosmos/ragkip-ntoyran-ta-margaritaria-poy-xilonontai-apo-to-toyrkiko-yfanto/) Türkçe çevirisi.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kanlı hayalet aslında 104 yıldır tepemizde

* Talat Paşa’nın şahsından çok temsil ettiği ideoloji ve paradigma T.C açısından bugün hala hayati bir öneme sahip. Talat Paşa sadece İttihat Terakki ve 1915 ile organik olarak bağlantılı değil. O bugünkü T.C nebulasının belleği, kalbi ve beyni. Ragıp Duran Güncellikte sürekli olarak çıkmaza girince, ne geçmişi anlayabilir insan ne de geleceği tasarlayabilir. Osmanlı’dan T.C’ye geçiş çok sorunlu, çok zor ve çok kanlı. 102 yıl bir toplum için çok uzun bir süre değil. Ama yeni kurulan Kemalist rejim inatla ve ısrarla, bir asır boyunca iktidarın siyasi/ideolojik/kültürel/pedagojik aygıtlarını kullanarak geçmişi bağımsız, özgür ve nesnel bir şekilde değerlendirmedi. Kendi çıkarlarına uygun devletçi, milliyetçi hatta ırkçı bir ‘’hikaye’’ üretip yaygınlaştırdı. Geçiş sürecinin (1908-1923 ve sonrası) tüm olumsuzluklarını ya gizledi ya da tahrif etti. Ermeni Soykırımı, Kürt Sorunu ve Pontos Rum Konusu bu olumsuzlukların en bariz olanları. Kemalist ideoloji, iktidarının meşruiyetini sağlama...

Kemalizm’de Hyper Enflasyon

  * İçeriği pek muğlak, dün-bugün-yarın her derde deva olarak önerilen, dev heykel ve portreleri ile tahayyülümüzü baskı altına alan zihniyetin etraflı bir yapı sökümüne ihtiyacı var.   Yerine cazip, çağdaş, popüler yeni bir siyasi-toplumsal proje lazım. Ragıp Duran Sayıları giderek azalsa da Türkiye’ye gelen yabancılar/turistler bize en çok şu soruyu soruyor: ‘Sizde neden her yerde Atatürk heykelleri, posterleri, portreleri var?’. Biz belki içeriden bakıp anlayamıyoruz ama başka ülkelerle kıyaslama yapınca Türkiye’deki Atatürk tutkusunun ne kadar yaygın, ne kadar güçlü olduğunu saptayabiliriz. Her devletin saygıdeğer bir kurucu babası, sevgi ve minnetle anılan askeri ya da siyasi bir lideri tabi ki var. ABD’de G.Washington, SSCB’de pardon Rusya’da V.I.Lenin, Çin’de Mao Zedung, Kore’de Kim Il Sung, Fransa’da De Gaulle… Ama bu ülkelerin hiç birinde lider kültü bizdeki Atatürk düzeyinde değil. Bir başka çelişki d...

Şahin Alpay’ın Anıları / İlginç ve Zengin bir Hikâye ama…

  * 70’lerde Maocuların idolü sonraları Cemaatin kendi deyimiyle sosyal liberal yazarı başarılarını, düş kırıklıklarını, pişmanlıklarını kaleme almış. Parlak bir öztanıtım broşürü, zengin bir özkutlama kataloğu. Ragıp Duran   En eski ünvanı ‘’Maoculuğu Türkiye’ye getiren Adam’’ olan Alpay, Lejand yayınlarından çıkan 564 sayfalık anılarının birinci cildinde son 80 yılın Şahin Alpay’ını biraz da o dönemleri anlatıyor. Alpay, benden 10 yaş büyük. O, Aydınlık’tan ayrıldığı yıllarda ben yeni yeni PDA’cı oluyordum. 70li yılların başında Şahin Alpay ve Halil Berktay bizim için hareketin en önemli ideologları ve gerçek birer devrimci aydındı. Kendisini çok az tanırım. Ama bilgisi, kültürü, çalışkanlığı, içtenliği ve dürüstlüğü konusunda sanırım kimse olumsuz bir yargıda bulunamaz.     Kitap piyasaya çıktığında, Medyascope, Apaçık Radyo ve Serbestiyet’de anılar hakkında yayınlanan söyleşileri izledim. Cazipti. Ancak kitabı okuduktan sonra bu mecralarda söyleşi...