Ulus-devletin
dört ayağından biri olan ve bir zamanlar İmparatorluğun Rum ve Ermeni tebaası
tarafından yönetilen hariciye vekaleti, bugün çok acı çekiyor: Modern
Türkiye'nin yabancı dil bilmeyen diplomatları bile var!
Ragıp Duran
Cumhurbaşkanı Erdoğan iyi eğitimli devlet memurlarını,
özellikle de dış dünyaya açık olanları takdir etmiyor. Onlara
"Monşer" diyor; bu deyim, iyi
eğitimli, laik diplomatları ve her şeyden önce Cumhurbaşkanı'nın kişisel
çıkarlarını değil, ülkesinin çıkarlarını ustalıkla savunan devlet memurlarını
küçümsemenin kod adı.
Türkiye’de bugün her şeyi bilen ve her şeyi yapan bir tek
Erdoğan. Alaturka Başkanlık sistemi, yani Tek Adam'ın mutlak egemenliği, ancak
her şeye gücü yeten liderin çoklu becerileri ve öngörüsü sayesinde iyi
işleyebilir. Ancak böyle fevkalade bir olasılık, mevzu bahis değil, olmadı,
olmuyor, olmayacak.
Birçok yorumcu, 2002'den beri yürürlükte olan yeni
sistemin artık diplomatlara ihtiyaç duymadığını belirtmişti. Sonuçta Ankara dış
sorunlarını esas olarak askeri yollarla (Kıbrıs, Irak, Suriye, Kafkaslar, Libya
ve Doğu Akdeniz) çözmeye çalışıyor. Merkezi yönetimin, komşularıyla müzakere
etmek ve anlaşmazlıkları barışçıl yollarla çözmek için yetenekli diplomatlara
değil, güçlü bir orduya ihtiyacı var.
Diplomasi, mali idare, silahlı kuvvetler ve teknoloji
mühendisliği ile birlikte artık tartışmasız bir şekilde herhangi bir devletin 4
temel direğinden biri olarak kabul ediliyor.
Erdoğan'ın son on yılda atadığı büyükelçilerin listesi,
Türk devletinin yurtdışındaki temsilciliklerinin daha çok iktidar partisinin
şubeleri ya da Erdoğan ailesinin özel işlerine bakan bürolar olduğunu
gösteriyor. Kariyer sahibi büyükelçiler, diplomatik eğitim almamış,
Cumhurbaşkanı'na yakın "şahsiyetlerin" büyükelçi olarak atanmasından
giderek daha fazla şikayet ediyor. Son örnek, 9 Eylül Üniversitesi (İzmir)
Rektörü, ekonomi profesörü Nükhet Hotar. AKP'nin (Erdoğan'ın Adalet ve Kalkınma
Partisi, Parlamentoda 598 sandalyenin 264'üne sahip) eski Genel Başkan
Yardımcısı olan Nükhet Hotar, 2002'den bu yana siyasette zaten çok aktif ve üst
üste 4 kez milletvekili seçilmişti. Ancak 2020 yılında Sayıştay tarafından
hazırlanan bir raporun hedefi oldu: Rektör, kendisini yöneticilerin atanması
sürecinde usulsüzlük, banka belgelerinin eksikliği ve açıklanmayan mali
bilançolar nedeniyle itham eden Sayıştay tarafından istenen belgeleri sağlamayı
kırk kez(!) reddetti. Hotar şu anda Türkiye'nin Barselona merkezli Akdeniz için
Birlik nezdindeki büyükelçisi oldu.
Gelin Sultan Abdülhamid'in kritik görevlere
atadığı bazı gayrimüslimleri hatırlayalım:
Artvin Dadyan Paşa ( Ermeni) Dışişleri
Bakanı
Spiridion Mavroyeni ( Rum ) Özel dokturu
Sami Günzberg ( Yahudi) Diş hekimi
Nişan Efendi ( Ermeni ) Basın danışmanı
Teodor Kasap ( Rum) Saray Kitapçıbaşısı
Agop Paşa ( Rum ) Şahsi Emlakçısı daha sonra Maliye Bakanı
Sarkis Balyan ( Ermeni ) Mimarbaşısı
Aleksandros Karatodori Paşa ( Rum ) Bayındırlık Bakanı
Mareşal Ferdinand ( Bulgar Prensi ) Yaveri
Raimando D'Aranco (İtalyan ) Saray Mimarı
Fausto Zonaro ( İtalyan ) Saray Ressamı
Arturo Stravolo ( İtalyan) Saray Tiyatrocusu
Sava Paşa ( Rum) Dışişleri Bakanı
Ohannes Efendi ( Ermeni ) Ticaret Bakanı
Ohannes Sakızyan ( Ermeni ) Maliye Bakanı
Miamili Portakalyan ( Ermeni )Maliye Bakanı
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eskiden New York'taki serbest
tercümanı olan ve daha sonra Avrupa Birliği ile ilişkilerden sorumlu bakanlığa
terfi ettirilen Egemen Bağış da, 2019 yılında Prag'a büyükelçi olarak atandı.
Bağış, İstanbul'daki bir mahkeme tarafından İran'a yönelik ambargoyu ihlal
etmekle suçlanan İran asıllı Türk işadamı Reza Zarrap'a rüşvet vermekle
suçlanmış, yargılanmış, mahkum edilmiş ve daha sonra New York mahkemesi
tarafından itirafları sayesinde serbest bırakılmıştı.
Erdoğan'ın oğlunun sınıf ya da okul arkadaşı olduğu için
büyükelçi ya da üst düzey devlet memuru olarak atanan başka şahsiyetler de var.
Istanbul’daki Kartal İmam-Hatip Lisesi, merkezi yönetime yüksek kaliteli yöneticiler
sağlamak konusunda, Eton (İngiltere), ENA (Fransa) veya Harvard (ABD) gibi
okullardan daha iyi bir konumda!
1836'da kurulan ve halen MİT eski Başkanı Hakan Fidan
tarafından yönetilen Türk Dışişleri Bakanlığı, kısa bir süre önce devlet
memurlarının işe alınmasına ilişkin resmi sistemin dışına çıkarak, personelini kendi istihdam metoduyla işe
almaya karar verdi. Diplomasinin bir önceki 1 Numarası Mevlut Çavuşoğlu,
bakanlığının kadroları için yabancı dil kursları düzenlediğini açıklamıştı.
Çünkü birçok ikili görüşme, tercüman yokluğu nedeniyle ertelenmek ya da iptal
edilmek zorunda kaldı.
Yunanistan'ın eski İstanbul Başkonsolosu, büyükelçi ve
Türk-Yunan ilişkileri konusunda uzman akademisyen Alexis Alexandris, 1840-1912
yılları arasında Babıâli'ye hizmet etmiş Yunan kökenli (Rum) diplomatların bir
listesini yayınladı. Osmanlı İmparatorluğu'nun "Noblesse de Robe"
üyeleri olan bu Fener (Patrikhane/Balat)
elitleri, Yunanistan Krallığı'nın kurulmasından sonra bile her zaman çokuluslu,
çokdinli ve çoketnili İmparatorluğun çıkarlarını savundu. Üst düzey kalitede
profesyonel niteliklere sahip olan bu diplomatlar en az dört dili akıcı bir
şekilde konuşuyor ve yazıyordu. Bir kaç
üniversiteden mezun olmuşlardı. Ve o dönemde, tüm diplomatik kadronun üçte
birinden fazlasını ve Ermeni meslektaşlarıyla birlikte yüzde 70'inden fazlasını
oluşturuyorlardı. İmparatorluk Tercüme Bürosu'nda (Les Dragomans) da
çoğunluktaydılar.
Atina Üniversitesi'nden Profesör Cengiz Aktar, ‘’Bir zamanlar
muhatapları tarafından bile takdir edilen Türk diplomasisi, bugün Erdoğan'ın irredantist ve gerçekçi olmayan hırsları
yüzünden neredeyse mahvolmuş durumda" diyor. ‘’ İttihat Terakki döneminden
(1908-1918) sonra, Kemalist Ulus-devlet tarafından da sürdürülen bu
Hıristiyansızlaştırma, yani Ermenisizleştirme ve Rumsuzlaştırma, mevcut çöküşün
belirleyici faktörlerinden biridir" saptamasını yapıyor. (SON/RD)
(*) 9 Mart 2024 tarihinde TVXS.GR sitesinde Yunanca olarak yayınlanan yazının Türkçesi. (https://tvxs.gr/news/kosmos/ragkip-ntoyran-pos-katastrafike-i-toyrkiki-diplomatia/)
Yorumlar