Ana içeriğe atla

İNGİLTERE’Yİ ALIP AMERİKA’YA YAYMIŞLAR: A V U S T R A L Y A

5. KITADAN


• Burada herkes yabancı Aborjinler hariç. Onlar da artık folklor malzemesi gibi.
• Önce İngiliz sömürgecileri gelmiş, sonra onlar da yerli halktan özür dileyip onların haklarının bir kısmını tanımak zorunda kalmış.
• Yüzölçümü Türkiye’nin on katı büyüklüğünde kocaman bir kıta, ama toplam nufus 20 milyon
• Sydney ya da Melbourne’da dolaşırken kendinizi bazen Boston’da bazen Londra’da sanabilirsiniz, zaten neredeyse tüm bölge, yöre, kent ve ilçe isimleri İngiltere’den:Liverpool, Brighton, South Wales…
• Türkiyeliler ilk kez 1969’da buralara gelmiş. Gemiyle. 3 aylık yolculuktan sonra.
• Şimdilerde onların torunları doğuyor.3. kuşak. Bizimkiler artık buralı olmuş.
• Hepsi İngilizce konuşuyor. İlk başlarda güçlükler olmamış değil: ‘Building here, me here, no man!’
• Batı Avrupa’daki Türkiyeli göçmen işçilere oranla, Ausie-Türkiyelilerin ekonomik, mali, toplumsal konumları çok daha iyi. Bahçeli büyük evler, arabalar, cipler. Çünkü bizimkiler çok çalışmış, çünkü burası Batı Avrupa’dan zengin
• Her yıl gitmek zor. 2-3 yılda bir gidip 2-3 ay kalınca iyi olur Türkiye…
• Burası her yere uzak.Tek dert bu! Bir de burası yazken memleket kış…7 saat fark yüzünden memleket televizyonlarını izlemek de bir sorun…
• Suşi yiyen Kürt ve Yoga yapan Alevi bir arada… Mezarlık bahçıvanı tiyatrocu, eski polis güvenlikçi, dönerciler, tesisatçılar ve artık müteahitler…
• Türk, Kürt, Alevi derneklerinde Deniz Gezmişler, Mahir Çayanlar, İbrahim Kaypakkayalar, Sivas Katliamı şehitleri ve Öcalanların posterleri. Ama 80’lere takılıp kalmamışlar.
• Şair Nihat Ziyalan, komple sanatçı-bilge adam Muzaffer Oruçoğlu ve radyocu Bülent İbrişim’le hoş karşılaşmalar/görüşmeler…
• The Age, Green-Left ve Melbourne Pen yöneticileri ile sohbetler…
• Gitmesi de zor ve uzun, geri gelmesi de güç ve uykusuz bir yolculuk ama…

4-16 Temmuz tarihlerinde, Avustralya Türk-Kürt Toplum Hizmetleri Kooperatifi, Anadolu Kültür Merkezi ve Viktorya Kürdistanlılar Derneği’nin davetlisi olarak Sydney ve Melbourne’da konferans ve sohbet toplantılarına katılıp ve çeşitli temaslarda bulundum. Önümüzdeki günlerde 5. Kıtadan notları parça parça yazmaya başlıyorum. Şimdilik görsel bir sunum…




















Yorumlar

Serkan dedi ki…
Hocam fotoğrafların coğu ters çıkmış :) düzelterek koysanız çok güzel olurdu

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kemalizm’de Hyper Enflasyon

  * İçeriği pek muğlak, dün-bugün-yarın her derde deva olarak önerilen, dev heykel ve portreleri ile tahayyülümüzü baskı altına alan zihniyetin etraflı bir yapı sökümüne ihtiyacı var.   Yerine cazip, çağdaş, popüler yeni bir siyasi-toplumsal proje lazım. Ragıp Duran Sayıları giderek azalsa da Türkiye’ye gelen yabancılar/turistler bize en çok şu soruyu soruyor: ‘Sizde neden her yerde Atatürk heykelleri, posterleri, portreleri var?’. Biz belki içeriden bakıp anlayamıyoruz ama başka ülkelerle kıyaslama yapınca Türkiye’deki Atatürk tutkusunun ne kadar yaygın, ne kadar güçlü olduğunu saptayabiliriz. Her devletin saygıdeğer bir kurucu babası, sevgi ve minnetle anılan askeri ya da siyasi bir lideri tabi ki var. ABD’de G.Washington, SSCB’de pardon Rusya’da V.I.Lenin, Çin’de Mao Zedung, Kore’de Kim Il Sung, Fransa’da De Gaulle… Ama bu ülkelerin hiç birinde lider kültü bizdeki Atatürk düzeyinde değil. Bir başka çelişki d...

Şahin Alpay’ın Anıları / İlginç ve Zengin bir Hikâye ama…

  * 70’lerde Maocuların idolü sonraları Cemaatin kendi deyimiyle sosyal liberal yazarı başarılarını, düş kırıklıklarını, pişmanlıklarını kaleme almış. Parlak bir öztanıtım broşürü, zengin bir özkutlama kataloğu. Ragıp Duran   En eski ünvanı ‘’Maoculuğu Türkiye’ye getiren Adam’’ olan Alpay, Lejand yayınlarından çıkan 564 sayfalık anılarının birinci cildinde son 80 yılın Şahin Alpay’ını biraz da o dönemleri anlatıyor. Alpay, benden 10 yaş büyük. O, Aydınlık’tan ayrıldığı yıllarda ben yeni yeni PDA’cı oluyordum. 70li yılların başında Şahin Alpay ve Halil Berktay bizim için hareketin en önemli ideologları ve gerçek birer devrimci aydındı. Kendisini çok az tanırım. Ama bilgisi, kültürü, çalışkanlığı, içtenliği ve dürüstlüğü konusunda sanırım kimse olumsuz bir yargıda bulunamaz.     Kitap piyasaya çıktığında, Medyascope, Apaçık Radyo ve Serbestiyet’de anılar hakkında yayınlanan söyleşileri izledim. Cazipti. Ancak kitabı okuduktan sonra bu mecralarda söyleşi...

Çekingen Liberalin Tabu Altındaki Trajik Yenilgisi

  Prof. Hanioğlu/ Atatürk – An İntellectual Biography * Atatürk hakkındaki ilk eleştirel biyografi olma şansı varken, ‘’şeytanî kurucu unsur 1915’’in yanı sıra Pontos, Kürtler, Aleviler gibi tayin edici konuları, resmi tabuya uygun ve kasıtlı bir şekilde susarak geçiştiren Hanioğlu, yumurtasız omlet uzmanı olmuş.   Ragıp Duran Şükrü Hanioğlu’nun ‘ ’ Atatürk - An Intellectual Biography ’’ https://nes.princeton.edu/publications/ataturk-intellectual-biography    kitabını yeni bitirdim. 2011 yılında Princeton University Press’den yayınlanan eser 273 sayfa. Bağlam yayıncılık 2023 sonunda yani İngilizce orijinal versiyonun yayınlanmasından 12 sene sonra aynı başlık altında aynı yazarın Türkçe kitabını piyasaya sürdü. https://baglam.com/home/book/ataturk   Türkçe kitap 1024 sayfa! Ben Türkçe kitabı okumadım ama her iki dildeki versiyonları okuyan akademisyen bir arkadaşım, Türkçe baskının orijinal kitabın çevirisi olmadığını, Türkçe baskının çok daha zengi...