www.habervesaire.com'da yayınlanan görüş:
Gazetecilik açısından bakıldığında herhangi bir haberci böylesine önemli bilgilere ulaşma imkanına sahip olduğu zaman bunu ileride kitap yapacağım, not olarak saklıyorum şeklinde savunmaya giremez. Evet gazetecinin görevidir. Herkesle görüşür. Darbe yapmak isteyenlerle de sivillerle de görüşür ama aldığı bilgiyi medyası aracılığıyla kamuya iletmek üzere iş yapar. Burada meslektaşımızın işleri bu şekilde yapmadığını görüyoruz. Öte yandan gazeteci darbe yanlısı olmaz. Gazeteci şiddetten, gayri yasal yollara bulaşmaktan, meşru zemine karşı durmaktan kesinlikle uzak durmalıdır. Üstelik burada Mustafa Balbay bir gazeteci, muhabirlik yapan bir gazeteci işlevi yerine darbe yanlısı bir fikri oluşuma katkı sunan biri olarak görünüyor. Yani buradaki gazeteciler sosyal, siyasal, askeri olaylarda aktör ya da yan aktör olarak yer almış. Hem de bunlar gazetecilik ya da habercilik işi değil. Zaten Şener Eruygur da yapılan toplantıya herkesi çağırmıyor. Yani gazecilik faaliyeti çerçevesinde bir basın toplantısı değil gizli toplantıdır bu. Gazeteci kimliğiyle belli ki orada bulunmuyor. Gereken gazetecilik kıstası bu toplatının teşhirini gerektirir. Çünkü önemli bir haberdir, demokrasi karşıtıdır. Burada bir sorun var. İkinci açıdan bakarsak soruşturmanın gizliliği ilkesi özellikle de mahkeme tarafından suç saptanana kadar herkesin suçsuz olduğu ilkesi çiğneniyor. Yapılan yayınlardan sonra Balbay kamuoyunda darbe yanlısı bir suçlu olarak görülüyor. Eğer öyleyse bu yayının mahkeme kararıyla birlikte olması gerekir. Öte yandan askeri ya da sivil bir takım iktidar odaklarıyla kimi komplolara katılan ilk ve tek gazeteci Balbay da değlidir. Bugünkü siyasi iktidarla birlikte, onların yetkilileriyle katıldıkları toplantıların her bir ayrıntısını tüm gazetecilerin yazmadığını da biliyoruz. Ama burada Balbay’ın yanısıra gazetecilik mesleği ağır bir darbe almıştır. O bakımdan gazetecinin tüm iktidar odaklarıyla ilişkileri konusunda eşit mesafede durup sadece habercilik yapması gerekliliği ortaya çıkıyor.
Gazetecilik açısından bakıldığında herhangi bir haberci böylesine önemli bilgilere ulaşma imkanına sahip olduğu zaman bunu ileride kitap yapacağım, not olarak saklıyorum şeklinde savunmaya giremez. Evet gazetecinin görevidir. Herkesle görüşür. Darbe yapmak isteyenlerle de sivillerle de görüşür ama aldığı bilgiyi medyası aracılığıyla kamuya iletmek üzere iş yapar. Burada meslektaşımızın işleri bu şekilde yapmadığını görüyoruz. Öte yandan gazeteci darbe yanlısı olmaz. Gazeteci şiddetten, gayri yasal yollara bulaşmaktan, meşru zemine karşı durmaktan kesinlikle uzak durmalıdır. Üstelik burada Mustafa Balbay bir gazeteci, muhabirlik yapan bir gazeteci işlevi yerine darbe yanlısı bir fikri oluşuma katkı sunan biri olarak görünüyor. Yani buradaki gazeteciler sosyal, siyasal, askeri olaylarda aktör ya da yan aktör olarak yer almış. Hem de bunlar gazetecilik ya da habercilik işi değil. Zaten Şener Eruygur da yapılan toplantıya herkesi çağırmıyor. Yani gazecilik faaliyeti çerçevesinde bir basın toplantısı değil gizli toplantıdır bu. Gazeteci kimliğiyle belli ki orada bulunmuyor. Gereken gazetecilik kıstası bu toplatının teşhirini gerektirir. Çünkü önemli bir haberdir, demokrasi karşıtıdır. Burada bir sorun var. İkinci açıdan bakarsak soruşturmanın gizliliği ilkesi özellikle de mahkeme tarafından suç saptanana kadar herkesin suçsuz olduğu ilkesi çiğneniyor. Yapılan yayınlardan sonra Balbay kamuoyunda darbe yanlısı bir suçlu olarak görülüyor. Eğer öyleyse bu yayının mahkeme kararıyla birlikte olması gerekir. Öte yandan askeri ya da sivil bir takım iktidar odaklarıyla kimi komplolara katılan ilk ve tek gazeteci Balbay da değlidir. Bugünkü siyasi iktidarla birlikte, onların yetkilileriyle katıldıkları toplantıların her bir ayrıntısını tüm gazetecilerin yazmadığını da biliyoruz. Ama burada Balbay’ın yanısıra gazetecilik mesleği ağır bir darbe almıştır. O bakımdan gazetecinin tüm iktidar odaklarıyla ilişkileri konusunda eşit mesafede durup sadece habercilik yapması gerekliliği ortaya çıkıyor.
Yorumlar