Ana içeriğe atla

Kayıtlar

SİYASET HUKUKU ALTEDİNCE BÜYÜK RESİM?

Bugün gazetesinin sorularına yanıt Soru: Albay Dursun Çiçek tarafından hazırlandığı belirtilen ve 'İrticayla Eylem Planı' olarak nitelendirilen ıslak imzalı belgenin ortaya çıkması sonrasında, Genelkurmay Başkanlığı internet sitesi aracılığıyla bir açıklama yaptı. Üç maddelik kısa açıklamada şu ifadeler yer alıyordu; 1. Bugün, bazı gazetelerde yer alan bir ihbar mektubu ve mektubun odağındaki gelişmelerin öncelikle medyada yer almasının sağlanması, hukuk devleti adına kaygı verici ve çok düşündürücüdür. 2. Benzerlerine sıklıkla rastlanan ihbar mektubu haberinin medyada veriliş biçimindeki ölçü ve duyarlılık derecesinin yayın organlarına göre gösterdiği farklılık da hayli dikkat çekicidir 3. Hukuk devletinde her şeyin yasalara uygun olarak yürütülmesine hiçbir kimsenin ve hiçbir kurumun itirazı olamaz. Genelkurmay Başkanlığı, topu medyaya atarak bazı güçler tarafından

Batman ve Kars İzlenimleri

Batman Gazeteciler ve Yayıncılar Derneğinin lokal açılışı ve ‘Güneydoğu’da Gazetecilik’ paneli ile Kars’ta Umut Vakfının ‘Bireysel Silahsızlanma ve Şiddet Haberleri’ konulu semineri boyunca gerek mülki amirler gerekse yerel gazetecilerin yeni konumlarını öğrenme fırsatım oldu. Bir alt-üst oluşun kaygı verici girişimleri… Geçtiğimiz on gün içinde, ayrı ayrı, önce Batman sonra da Kars’da gazetecilikle ilgili iki toplantıya katıldım. Her iki kentde de yerel medyada görev yapan meslekdaşların yanı sıra mülki amirlerin yeni, farklı, ilginç davranış ve portrelerine rastladım. Liberal kesimlerde, dillere pelesenk olmuş ‘Türkiye değişiyor, devlet değişiyor, toplum değişiyor’ sloganının somut uygulamasını görme/yaşama imkanına kavuştum. Gerçi Ece Ayhan da, vakti zamanında, ‘Evet, Istanbul ‘da çok değişim var ama gelişim yok’ demişti…Bu nedenle özellikle Valiler, Emniyet Teşkilatı ve Basın-Yayın Genel Müdürlüğü camiasında saptadığım değişimlerin aslında pek de hayırlı değişimler olm

Hem çapsız hem de megalo!

Yeni Şafak’ın sorusuna yanıt Son günlerde “Gazetecinin kendisi haber olur mu, olmaz mı” konusu tartışılıyor. Cengiz Semercioğlu köşesinde “Hepimiz kağıttan para kazanıyoruz” başlığı ile bunun gerekliliğinden bahsetti: “Gazetecinin kendisi haber olur mu, olmaz mı diye tartışılıyor...Buna itiraz eden arkadaşlar, haber olduğu için eleştirdikleri gazeteciler sayesinde para kazandıklarının farkındalar mı? Ertuğrul Özkök, Ahmet Hakan umreye gidiyor, Ayşe Arman seksi pozlar veriyor, Hıncal Uluç ellerini kelepçeletiyor, ünlü gazeteciler Hasankeyf’te kafalarına poşu takıyor... Haber oluyorlar... Günlerce gazetelerde, televizyonlarda, internette ,radyolarda konuşuluyor,tartışılıyorlar. Kendisi haber olan gazetecilerin hepsini medyadan kovduğumuz düşünün... Allah’ınızı severseniz gazeteyi eğlenceli kılacak, okunur yapacak neyiniz var elinizde? Elbette haber, fotoğraf, yazı, yorum bu kağıdın en önemli malzemesi, oradaki kaliteyi artırmamız lazım... Ama internetle, televizyonla rekabet eden g

Ayakkabı (Bis) !

Bağdat’tan sonra Istanbul’da da bir gazeteci bir iktidar temsilcisine ayakkabı fırlattı. Gazeteci esas olarak ne iş yapar? Yapmalı? Son dönemlerde gazeteciler haber yapmak yerine neden daha çok haber olmayı tercih ediyor acaba? Birgün gazetesi politika editörü Selçuk Özbek’in 1 Ekim Perşembe günü Bilgi Üniversitesindeki bir toplantıda İMF Genel Müdürü Dominique Strauss-Kahn’a (DSK) ayakkabı fırlatması hem siyasi hem de gazetecilik etiği açısından tartışmaya yol açtı. Siyasi açıdan bakıldığında, şiddet içermeyen her türlü tepkinin, protestonun demokratik ortamda hoşgörüyle karşılanması, bunun doğal, olağan, hatta yasal ve meşru olduğunu kabul etmek gerekir. Dünyada her gün bu tür eylemler yapılıyor. Muhalifler, protestocular karşı oldukları kişi ya da kurum temsilcilerine kremalı pasta, çürük yumurta ya da boya atıyor. Özellikle Batı ülkelerinde bu tür eylemler bazen haber bile olmuyor. Eylemci, mağdur tarafından şikayet edilmezse gözaltına bile alınmıyor. Protestoya uğrayan da, üstü

AKP'NİN KÜRT AÇILIMI

Express Degisi/Mavi Daktilo Elinin beceriksiz muhafazakarlığı ile Kürdî işlere karışınca... * Özal, Demirel, Yılmaz ve Çiller'den sonra Erdoğan da Kürt Meselesini çözmek istediğini beyan etti. Oysaki AKP iktidara geldiğinden bu yana hiç bir soruna adil ve kalıcı çözüm üretemedi. Üstelik Kürt Meselesi, iç ve dış aktörleri, jeo-coğrafyası, tarihi ve çok sayıda boyutuyla öyle kolay kolay, hazırlık, plan-program yapmadan, demokratik siyasi irade olmadan çözülebilecek bir mesele değil...Çok fazla iyimser olmamakta yarar var. 2005'de Diyarbakır'da 'Devlet hata yapmıştır' demişti. Doğru ve güzel şeyler söylemişti. Bir hafta kadar sonra Milli Güvenlik Kurulu toplantısında o konuşmayı tekzip ettirdiler. Bir süre sonra da zaten 'İstemeyen çeker gider' demek zorunda kaldı. 'DTP, PKK'ya terörist demediği sürece onlarla görüşmeyeceğim' demişti. DTP'nin tutumu ve söyleminde bir değişikilik olmadı. Ağutos başında DTP Başkanı Ahmet Türk'ü kabul etti, n

Bir Gazete Nasıl Yenilenir? Libération Örneği

Libération, bu haftadan itibaren hem içeriğini hem de biçimini büyük ölçüde değiştiren yeni bir gazete yayınlamaya başladı. Nasıl ve neden? Yazılı basın, sadece Türkiye’de değil bütün dünyada kriz geçiriyor. Reklam gelirlerinin azalması, İnternet’in yarattığı rekabet, okur sayısındaki azalma, habercilik maliyetlerinin artması gibi çeşitli nedenlerle günlük gazetelerin neredeyse tümü tiraj kaybediyor ya da yeni girişim ve yatırımlara rağmen satışlarını artıramıyor. Gazetecilik meslek kuruluşları, işveren kesimi, akademisyenler ve profesyoneller bu olumsuz gidişatın çeşitli boyutlarını irdeleyip çözüm/tedavi üretmeye çalışıyor. İlginçtir, benim izlemeye çalıştığım, Fransız, Anglo-sakson ve Amerikan medyasında, krizden çıkış formülü olarak ‘daha çok magazin’, ‘daha fazla popüler habercilik’ tercihlerini benimseyen pek yok. Star(?) kadın muhabirlerini bir hafta soyup ertesi hafta çarşafa sokan Batılı gazeteye de rastlamadım. Hele Genel Yayın Yönetmenlerinin dini içerikli yapay maceral

MGK, Tasfiye girişimlerini boşa çıkardı

MGK, Eylül ayı toplantısında medyanın içinde bulunduğu duruma ilişkin önemli değerlendirmeler yaptıktan sonra aldığı yeni önlemleri açıkladı. Medya uzmanlarınca olumlu karşılanan yeni önlemler yakında uygulamaya konulacak. Son dönemlerde, Türk egemen medyasının olumsuz gidişatı, iktidar sözcülüğü, haber çarpıtma, bilgi gizleme gibi sorunların nedenleri ve tedavisi üzerine fikir geliştirmek, öneri hazırlamak varken, geleneksel Türk pragmatizminin de katkısıyla, tasfiye listeleri oluşturan mümtaz köşe yazarlarımız, kuşkusuz biraz da yeni ve sonradan iktidara gelmenin şımarıklığıyla meslekdaşlarına karşı cadı kazanı kaynatıyor. ‘Dünya değişiyor, ortam değişiyor, meslek değişiyor, okur değişiyor, gazetecilik değişiyor’ türünden klasik liberal söylemleri kalkan edinenler, kendilerini aklayıp rakipleri, bu arada özellikle muhalifleri ortadan kaldırmak niyetinde. İlginçtir, siyasi literatürde tasfiye sözcüğü (Liquidation) , Komünist partilerin jargonunda imtiyazlı bir konuma sahiptir. P