Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Yazının yanında barış görüntüleri...

BARIŞ GAZETECİLİĞİ Gazetecilik, 1980'lerden sonra bütün dünyada neo-liberal ideolojinin bir aracı haline getirilirken, savaş ve çatışmaların yoğunlaşıp artması üzerine 90'lardan bu yana Barış Gazeteciliği gelişiyor. Yazısı, görüntüleri, kareleri, yerli ve yabancı örnekleri ile Barış Gazeteciliği... ''Kendimden geçmek üzereydim. Çöktüm, sırtımı bir kolona dayadım. Boş gözlerle etrafa bakınıyorum. Üstüm başım kan içinde, ne olduğunu anlamaya çalışıyorum. Tam o sırada karşımda genç bir çocuk gördüm. Flulaşıyor çocuğun görüntüsü. Gazeteci yeleğini gördüm, yüzünü tam seçemedim.Tam karşıma geçmiş, o da hafif çökmüş, tık diye bir ses duyduğumda çocuğun foto muhabiri olduğunu anladım. Ve önce elindeki kamerayı seçebildim. Bir-iki kare çekti, sonra kamerayı sağına alıp, doğrudan bana baktı. Bir anda göz göze kaldık. O zaman gözümün önünden böyle bir film şeridi gibi, Afganistan'da, Lübnan'da, İsrail'de savaş bölgelerinde çektiğim insanların simaları geldi. B

Ana-akım medya teslim oluyor; AKP daha fazla saldıracak

Medya Eleştirmeni Ragıp Duran ile, 1 Kasım'daki seçimlerin ardından ana-akım medyanın mevcut ve olası yayın çizgisini konuştuk... 4 Kasım 2015 Çarşamba 12:37 HABER MERKEZİ - ALİ BARIŞ KURT Medya Eleştirmeni Duran, 1 Kasım'ın ardından ana-akım ve özellikle Hürriyet'in boyun eğdiği tespitinde bulundu. Duran'a göre; yeni dönemde Kürt düşmanlığı ve HDP'yi kriminalize etme çabaları sürecek. Duran, HDP baraj altında bırakılamadığı için daha saldırgan bir AKP'nin ortaya çıkacağına vurgu yaptı. Ana-akım medya, yayın çizgisini AKP hükümetinin 'seçim başarısı'na göre mi uyarlıyor? Şimdiye kadar AKP'ye 'muhalefet' adına HDP'yi çok da karşısına almak istemeyen medya, seçim sonuçlarını fırsat bilerek kaldığı yerden Kürt düşmanlığına devam mı edecek? Medya Eleştirmeni Ragıp Duran ile, 1 Kasım'daki seçimlerin ardından ana-akım medyanın mevcut ve olası yayın çizgisini konuştuk... 'AKP'NİN MEDYAYA TUTUMU, İLK YILLARINDA O

İktidar korkuyor, çaresiz, saldırgan ama şimdiden mağlup...

·      1 Kasım seçimlerinden hemen önce, siyasi iktidarın Kanaltürk ve Bugün televizyonlarına Tomalarla, coplarla, gaz sıkarak yani polis şiddeti marifetiyle el koyması, Beştepe ve AKP’nin büyük zaafını teşhir ediyor. Sansürle baskıyla seçim kazanılmaz ama muhalefet ve karşı dayanışma genişletilir ve güçlendirilir. 29 Ekim 2015 Perşembe  İSTANBUL  1 Kasım seçimlerinden hemen önce, siyasi iktidarın Kanaltürk ve Bugün televizyonlarına Tomalarla, coplarla, gaz sıkarak yani polis şiddeti marifetiyle el koyması, Beştepe ve AKP’nin büyük zaafını teşhir ediyor. Sansürle baskıyla seçim kazanılmaz ama muhalefet ve karşı dayanışma genişletilir ve güçlendirilir. Seçimlere 4 gün kala, siyasi iktidarın, İpek/Koza grubunun Kanaltürk ve Bugün TV kanallarına önce kayyum ataması, ardından da polis şiddeti marifetiyle gazetecileri gözaltına alıp yayını kesmesi, Bugün ve Millet gazetelerinin yayınlanmasının engellenmesi en az beş farklı boyutta değerlendirilebilir: KORKU  Tamamen huku

Biraz düşünsen Türkiye çok daha iyi olur!

Yeni Şafak gazetesi, 19 Ekim gününden cumaya kadar, birinci sayfasının tamamını bir kampanyaya ayırmış durumda. ‘Başka Türkiye Yok!’ ana sloganı etrafında, ‘Teröre karşı birlik’, ‘Türkiye sözleşti’, ‘Türkiye’nin önü açık’, ‘Bu ülke diz çökmez’ ve benzeri 3. sınıf ajitasyon-propaganda sloganları ile bir kamuoyu oluşturma harekatına girişmiş durumda. Yeni Şafak muhabirleri, tanıdık bildik kadrolu AKP yandaşı kalemler ile liberal görünümlü yalakaların neredeyse tümünden görüş alıp birinci sayfadan yayınlamış. Ulusal çaplı bu medyatik kampanyanın 1 Kasım Genel Seçimlerinden 20 gün önce başlatıldığını hatırlatmaya herhalde gerek yok. Yeni Şafak gazetesinin logosu ‘Türkiye’nin Birikimi’. Muğlak bir sözcük, birikim. Neyin birikimi ki? Bu seçim kampanyasında AKP, CHP ve MHP galiba anlaşmışlar ortak bir slogan kullanıyor. Her üçü de Türkiye sloganına sarılmış durumda. Çünkü 1 Kasım oylamasının Uruguay’da yapılacağı yolunda derin kuşku ve kaygılar mevcut... ‘Tarihi Çağrı’ diye sunulan