Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Dijital dünya ne kadar radikal?

Dünya medyası 20 yıldır geleneksel gazetecilikten dijital medyaya geçişin sancılarını yaşıyor. Yazılı basında satışlar ve reklam gelirleri düşüyor. Dijitalde ise bu parametreler artış gösteriyor. Artık zaman/mekan kavramı çok değişti. Mesele, kağıttaki mürekkep kokusu, kağıdın kumaşına parmak teması gibi nostaljik duygular değil. Dijitalde derin fikir, sorgulama, eleştiri nerede? Dijitale nereden bakacağız? İşveren, gazeteci ya da okur bakışı…   Türkiye’de, Doğan Medya Grubu’nun günlük ‘Radikal’  gazetesini kapatıp sadece dijital yayını sürdürme kararı,  dünyada, günlük gazetelerin yazılı versiyonları ile dijital edisyonları arasındaki sancılı çelişkilerin yoğun bir şekilde tartışıldığı döneme rast geldi. Tesadüf olmasa gerek… Gerçi ‘Radikal’in, gerek grup içindeki konumu, genel yayın politikası, yönetim kadrosu ve çalışanları ile okur kitlesi itibarıyla, kaçınılmaz olarak kendine has bir dizi özelliği var (idi) ama yine de kağıdı terk edip ekranlara transfer olmak karmaşık

90'larda Medya ve Kürtler

Aşağıdaki söyleşi Toplum ve Kuram dergisinin Bahar 2014 tarihli 9. sayısında yayınlandı. Toplum ve Kuram:  Doksanlara gelmeden önce, 12 Eylül darbesi ile değişen iktidar-medya ilişkisini nasıl anlamak gerekiyor? Aslında doksanlara ve bugüne kadar gelen; medyanın holdingleşmesi, haber alma özgürlüğünün aşama aşama sermaye-devlet kıskacına sıkışması bu dönemde başlıyor. Seksenlerden bugüne kabaca bir dönemselleştirme yapmak gerekse, nasıl bir çerçeve ortaya koymalı?  Ragıp Duran :  12 Eylül'den hatta daha da öncesinden başlamak gerekebilir. Türkiye'de ilk gazete 1831'de  yayına başladı. O dönemin gazetelerine, medya mülkiyetine baktığımızda, 19. yüzyılda iktidarla matbuat arasındaki ilişkileri görebiliriz. Bu alanda, konuyu daha iyi değerlendirmek için, Batı’daki durumla kıyaslama yapalım. Ben 1983-1987 yılları arasında Londra'da, BBC’de çalışıyordum. 1985 yılının Ocak ayında   London Times  gazetesi kuruluşunun  200. yılını kutladı. Bir gazete, doğum gününü