Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Temmuz 26, 2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

DOKSANLARA DÖNMEYİZ, DÖNEMEYİZ

Kimi gözlemciler, siyasi analistler Kürt meselesi konusunda bugünkü ortamı 90lı yıllara benzeterek bir geri dönüşten sözediyor. 25 yılda neler değişti? Neler değişmedi? İç ve dış koşullar, siyaset, ideoloji, bölgenin ve dünyanın konumu 90lara dönmeye müsait mi? 7 Haziran seçimlerinde 10 puan gerileyip tek başına hükümet kuramayan ayrıca Başkanlık düşleri de suya düşen Erdoğan'ın AKP'si, bu yenilginin sorumlusu olarak HDP'yi görüp iki yılı aşkın süredir kör topal ilerlemeye çalışan Çözüm Sürecini bitirdi, PKK'ye yönelik olarak hem ülke içinde hem de ülke dışında olağanüstü geniş kapsamlı bir saldırı başlattı. Yüzlerce HDPlinin tutuklanması, HDP eşbaşkanlarına soruşturmalar açılması, HDPnin kapatılması için bazı adımlar gerçekleşirken, TSK havadan Irak Kürdistan Özerk Yönetimi sınırları içindeki PKK mevzilerini yoğun bombardımana tuttu. Bu ortamı okumaya çalışan bazı gözlemciler, siyasi analiz yaparken '90'lara geri mi dönüyoruz' temasını hatta

Ragıp Duran: Erdoğan IŞİD’ten vazgeçmez

 Özgür Gündem'de yayınlanan söyleşi  26 Temmuz 2015  Berat GÜNÇIKAN Suruç’ta yaşanan katliam, ardından asker ve polislerin öldürülmesi onlarca yıldır korkulanın eşiğine geldiğimizi gösteriyor; Suriye, Irak ya da Mısır’a benzemek, etnik ya da dini kökenli bir iç savaş artık Türkiye’ye de o kadar uzak değil. İktidarın savaş yanlısı tutumu bize barışı değil, ölümü ve kanı yakınlaştırıyor. Savaşın ve düşmanlığın yatağını hazırlayansa iktidarı hiç koşulsuz destekleyen medya. Durmaksızın HDP’ye ve yöneticilerine küfreden, hedef gösteren yayınlarla bombaların pimini çekiyor. İktidar yanlısı medyanın bu tutumunu teşhir etmek ve eleştirmek de herkesten çok bir gazetecinin yükümlülüğü. Hem Türk, hem de dünya medyasını, kodlarını ve izledikleri rotayı iyi bilen, dahası Kürtlerin hak ve özgürlük mücadelesini de yakından izleyen Ragıp Duran da işte bu yükümlülüğü yerine getiriyor. Duran’la son gelişmeleri ve medyayı konuştuk: Sence Suruç’ta 32 genç insanın ölümüyle sonuçlanan kat

Bol bol tahrifat ve yine gaz…

YANDAŞ MEDYA SAVAŞ ÇIĞIRTKANI   İktidar yanlısı medya, Suriye batağına saplanmakta olan AKP’yi savunmak adına, kılıç kuşanırken,  abuk sabuk tespitler yapıp hem haber tahrifatı yapıyor hem de haber gizliyor. Sıkışan her iktidar gibi AKP’nin de en değerli iki aracı milliyetçilik  ve savaş borusu…  Gazeteciliğin/medyanın çatışma alanlarında ve savaş dönemlerinde özel bir önemi/konumu var. Her zaman geçerli olan kural ve ilkelerin yanı sıra, bu olağanüstü zamanda, hem daha çok sayıda yurttaş medyaya rağbet ettiği için hem de kullanılacak bir sözcüğün bile şiddeti tırmandırma riski olduğu için,  gazetecilerin böyle durumlarda yazdıklarına, söylediklerine, gösterdiklerine özel bir ihtimam ile yaklaşmaları gerekir. Önce genel ilkeyi hatırlatalım: ‘’Gazeteci; başta barış, demokrasi ve insan hakları olmak üzere, insanlığın evrensel değerlerini, çok sesliliği, farklılıklara saygıyı savunur. Milliyet, ırk, etnisite, cinsiyet, dil, din, sınıf ve felsefi inanç ayrımcılığı yapmada